Doğruluk ve içtenlik (4)

Haberin Devamı

* DÜNDEN DEVAM

Peygamber “Eylemler niyetlere göredir” (Buhari, İlm: 45, Cihad: 15), “Allah sizin suretlerinize ve mallarınıza bakmaz fakat sizin kalplerinize ve niyetlerinize bakar” (Müslim, Birr: 33) gibi hadisleriyle amellerin, kalpteki temiz niyet ve ihlasla değer kazanacağını vurgulamış, kutsal bir hadiste de “İhlas, benim sırrımdır, onu sevdiğim kulumun kalbine koyarım”(Kuşeyri, Risale: 95) buyurulmuştur. İhlasın temeli doğruluktur. Sıdk ile ihlas arasındaki fark, birincisinin asıl, ikincisinin dal olmasıdır. Sıdk eylemden önce de olabilir fakat ihlas eylemle birliktedir. İbn Farıd’ın kasidesinin şerhinde ihlas üzerinde şu açıklama yapılır: “Kuldan çıkan her eylemin, bir yaratıklara, bir de yaratana dönük yüzü vardır. Yaratana dönük yüzünde bulunan kimseye muhlis, eylemine de ihlas denilir.” İhlas ikiye ayrılır: İhlas, ihlasın ihlası. Cüneyd-i Bağdadi’ye göre “İhlas, Allah ile kul arasında bir sırdır. Melek bilmez ki yazsın, şeytan bilmez ki bozsun, hevâ bilmez ki eğsin” (Netaicul-efkaril-Kudsiyye: 3/133). Mekhul de ihlası, “Allah’a kırk gün ihlasla ibadet eden hiçbir kul yoktur ki kalbinden hikmet gözeleri fışkırmasın” hadisiyle tanımlamıştır (Bkz. Hilye: 5/189; Keşful-hafa: 2/224).

Nefsin, Allah için yapılan eylemleri, ibadetleri boşa çıkaracak birçok yöntemi vardır. Nefsin en gizli afetlerinden biri, övülmeden hoşlanmasıdır. Çünkü biraz övgü görse, gökleri ve yeri sırtına yüklesen çeker ama övgü olmayınca tembelleşir. Bilgelerden biri, yıllarca mescidin birinci safında namaz kılarmış.

Bir gün arka safta kılmak zorunda kalan bilge, bir süre mescitte görülmez olmuş. Sebebini soranlara demiş ki: “Ben şu kadar yıl namaz kıldım, bunları ihlasla kıldığımı sanıyordum. Bir kez geç kalıp arka safta namaz kılınca halkın beni arkada görmesinden, kalbimde bir gariplik hissettim. Anladım ki ömrüm boyunca hep insanlara göstermek için namaz kılmışım. O kıldığım namazları kaza ettim.” Seri Sakati şöyle demiş: “Zengin komşulardan, çarşı okuyucularından (mevlitçi-hatimcilerden), emirlere (devlet adamlarına, bakanlara, valilere) kapılanmış âlimlerden sakının” (Kuşeyri, Risale: 50). Konuyu şairin şu güzel dizeleriyle noktalayayım:

İnsana sadakat yakışır görse de ikrah

Yardımcısıdır doğruların Hazreti Allah

DİĞER YENİ YAZILAR