Sıdk, doğruluk demektir. Dinin temeli doğruluktur. Doğruluğun Kur’ân’daki adı “sıdk”tır. Sıdk, sözün gerçeğe uygun olmasıdır. Sıddîk; doğru söyleyen, yalan söylemeyen, sözü özüne uyan kimsedir. Sıddîklerin başında peygamberler gelir. Sadakat, dostluk ve sevgide doğruluktur. Sadık; doğru, samimi arkadaştır. İslâm’ın şiarı doğruluktur. Yalancılık imanla bağdaşmaz. Doğruluk, peygamberlik makamının hemen altında yer alan bir makamdır. “Kim Allah’a ve Elçi’ye itaat ederse işte onlar Allah’ın nimet verdiği peygamberler, sıddîkler, şehîdler (gerçeği söyleyen bilgin) ve salihlerle beraberdir. Onlar da ne güzel arkadaştırlar” (Nisa: 98/69). Kur’ân, Allah’tan korkmayı, sadık(doğru)larla beraber olmayı emreder (Tövbe: 113/119). Allah’ın huzurunda doğru söyleyenden başkası konuşamaz (Nebe1: 80/38).
Cennetle müjdelenecekler
Doğruluğu emreden Hud Suresi 112-113’üncü ayetler, İslâm dininin asıl çekirdeğini oluşturan ayetlerdendir. Müminin gerek yaratana, gerek yaratıklara karşı doğru olması, haksız davrananlara dayanmaması, onlara iltifat etmemesi gerekir. Fussilet Suresi 61/30-33’üncü ayetlerinde de yalnız Allah’ı rab bilip doğru hareket eden müminlerin, melekler tarafından desteklenecekleri, cennetle müjdelenecekleri belirtilmekte ve Allah’a çağıran, iyi, güzel, dürüst hareket eden Müslüman’dan daha güzel sözlü hiç kimsenin olamayacağı vurgulanmaktadır. Burada Müslüman’ın üç vasfı belirtilmiştir: Hakka çağırmak, iyi, güzel ve dürüst iş yapmak ve güzel, doğru konuşmak.
Yolu doğruluk üzerinden geçmeyen Hak yolcusu, menzile ulaşamaz, mahvolur. Mümin ve münafık, cennetlik ve cehennemlik doğrulukla birbirinden ayırdedilir. Mümin doğru, münafık yalancıdır. İman, İslâm ve sabır sahipleri, hep doğruluk erbabıdır. Dinin özü doğruluktur. Bakara Suresi 177’nci ayetin beyanıyla dinin özü, yüzü doğuya batıya çevirmek değil Allah’a, ahrete, meleklere, kitaba ve peygamberlere inanmak; sevdiği malı Allah yolunda sadaka vermek; namaz kılmak; zekât vermek; yapılan antlaşmaya özen göstermek, sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabretmektir. İşte asıl doğru olanlar böyleleridir.
* DEVAM EDECEK
Doğruluk ve içtenlik (1)
Haberin Devamı