Dinde taklidin yeri (4)

Haberin Devamı

Eğer biz dini Peygamber dönemindeki sadeliğiyle yaşasaydık, insanlar dinden kaçmayacak, tersine dine koşacak, dinde huzur bulacaklardı. Ama öyle olmadı. Dinden kaçan insanlar dinin kolay ve sadeliğini bilseler kaçmayacaklar, ona koşacaklar.

Berdnard Lewis denilen art niyetli batıl kişi, Peygamber sözünü çarpıtmış, İslâm’ın aleyhine olacak anlama sokmuş, Peygamber’i sanki bilimsel gelişmeye, yeniliğe karşıymış gibi göstermek istemiştir. Peygamber’in hurafelere karşı söylenmiş sözünü çarpıtarak amacı dışına çıkarmış, kendi istediği şekle sokup aktarmıştır. Art niyetli birinden de başkası beklenmez zaten. İnen ilk ayetiyle okumaya, okumanın araçlarına, kaleme, yazıya, insanın yaratılışına dikkati çeken bir dinin gelişmeye, ilerlemeye karşı olması düşünülebilir mi? Kur’ân Peygamber’e, Rabbinden bilgisini artırmasını istemesini emretmiş ve bilenlerle bilmeyenlerin bir olmayacağını vurgulamış, Allah’a ancak bilgin kulların gereken saygıyı göstereceklerini belirtmiştir. İlim öğrenmeyi her Müslüman’a farz gören bir Peygamber’i, yeniliğe karşı göstermek vicdanla bağdaşmaz. Sanki Peygamber zamanın ilerlemesini durduruyor, sanki yeniliklere, icatlara karşı çıkıyor, hâşâ, yalan. Tam tersine Peygamber iki günü birbirine eşit olanı aldanmış kabul etmiştir. O fizik varlığıyla Ortaçağ adamıdır ama düşüncesiyle en modern çağların adamıdır. Bunu böyle bilelim.

Ziya Paşa’nın dediği gibi:

İslâm imiş devlete pâ bend-i terakki

Evvel yok idi işbu rivayet yeni çıktı.

(İslâm devletin ayak bağı imiş. Önceleri

olmayan bu söz yeni çıktı.)

Zekât, dini bir vergidir

SORU: Emlak vergilerinin zekâttan sayılmasıyla ilgili yazınızı okudum. Peki, aylık maaşlarımızdan kesilen gelir vergisi zekâttan sayılır mı? Aynı şekilde bankada olan paralardan stopaj vergisi alınmaktadır. Acaba bu ve benzeri vergiler zekât yerine hesaplanabilir mi?

CEVAP: Zekât dini bir vergidir. Şimdi devletler genelde laiktir. Laik devlet din vergisi toplamaz. Eğer devlet din vergisi toplasa o zaman maaşlardan yapılan kesintiler zekât sayılır. Ama devlet bu vergileri zekât olarak toplamaz. Emevi döneminden itibaren devlete güveni kalmayan halk, para varlıklarının zekâtını kendi elleriyle vermeye başlamıştır. Ama emlak, arazi vergisi yine devlet tarafından alınmıştır. Bu bakımdan emlak vergisinin, emlâk zekâtı yerine geçeceğini söyledim. Ama memurların maaşlarından yapılan kesintiler zekât sayılır mı? Bu, yoruma bağlı bir sorundur. Fakat bankada fazla parası olan, yüksek gelir sahibi memurların ayrıca yılda bir kez % 2.5 nispetinde zekât vermelerini uygun bulurum. Zaten ihtiyaç fazlası malı olmayan memurlara zekât düşmez.

DİĞER YENİ YAZILAR