Din ve vicdan özgürlüğü (2)

Haberin Devamı

CEVAP: İslâm’ın kitabı Kur’ân’dır. Hadislerin çoğu, Hz. Muhammed’den sonraki dönemlerde iktidara gelenlerin kamuoyundan toplattıkları düşüncelerden ibarettir. Bu sözlerin çoğu Kur’ân’a aykırıdır. İslâm’a saldıranlar kasten bu sözlerin hepsini Peygamber‘in kesin sözü göstermektedir. Kur’ân, saldırgandan başkasına saldırıyı asla tasvip etmez. Sadece saldırgana cevap verilir. Bu konuda “Kur’ân Ansiklopedisi” adlı eserimden “Din ve Vicdan Özgürlüğü”yle ilgili maddeyi aktarıyorum. Yararlanacağınızı sanırım.

Kur’ân, Tevrat’ın recm (taşlayarak öldürme) cezasını kaldırmış, zina cezasını yüz sopaya çevirmiştir. Gerçekte İslâm’da recm hükmü yoktur. Çünkü Nisa Suresi’nin 15’inci ayetinde evlenen cariye zina ettiği takdirde ona, zina eden hür kadının cezasının yarısının uygulanması emredilir. Zina eden hür kadının cezası yüz sopadır. Bunun yarısı elli sopa eder. Zina ağır bir suçtur. Toplumun korunması için böyle bir ceza konulmuştur. Ama Tevrat’ta zinanın cezası recmdir.

Kur’ân bunu hafifleterek yüz sopaya indirmiştir. Ancak cariye kendini koruyamayacak, karakter itibariyle zayıf durumda olduğundan yüce Allah merhametiyle onun cezasını hafifletmiş, 50 sopaya indirmiştir. Eğer zina edenin cezası recm olsaydı, onun yarısı olmazdı. Çünkü ölümün yarısı yoktur. Kur’ân, fuhuşun çeşitli biçimlerine, hafiften en ağırına kadar üç türlü ceza belirlemiştir. Lezbiyenlik yapan kadınlara göz hapsi, eşcinsellik yapan erkeklere mahkemenin takdir edeceği uslandırma cezası (bir iki tokat yahut halk içinde sözlü hakaret), kadınla erkek arası fuhuşa (yani zinaya) da yüz sopa.

Bu ceza sadece kadına değil, erkeğe de uygulanır. Recm hakkındaki hadislerin hepsi Kur’ân’a terstir. Tevrat’tan alınıp hadis şekline sokulmuştur. Dinden dönmenin cezası da ölüm değildir. Bunun bir cezası da yoktur. Çünkü Kur’ân “Dileyen inansın, dileyen inkâr etsin” (Kehf Suresi) diyerek geniş inanç özgürlüğü getirmiştir. Dinden dönenin öldürüleceği hakkındaki rivayetlerin hepsi Peygamber’den sonraki iki üç neslin anlayışlarını yansıtan sözlerdir. Bu konuda “Kur’ân Ansiklopedisi” adlı eserimden “İrtidad” maddesini okuyabilirsiniz. Yahut “İslâm’da Güncel Tartışmalar” adlı eserimden bilgi alabilirsiniz. Ayrıca sizinle tartışan o nasipsizlerin savları da yeni değildir.

Turan Dursun adlı kişi “Din Bu” adlı kitabında böyle tutarsız savlar ileri sürmüştü. Ben de ona cevaben “Gerçek Din Bu” adlı iki ciltlik bir eser yazdım. Ondan da yararlanmanız mümkündür. Bu savların hepsinin cevabı orada vardır. Ben ancak bu kadarını özetleyebilirim.

“1- De ki: Ey nankörler, 2- Ben sizin yaptığınız ibadeti yapmam. 3- Siz de benim yaptığım ibadeti yapmazsınız. 4- Ben asla sizin yapmış olduğunuz ibadeti yapıcı değilim, 5- Siz de benim yapmakta olduğum ibadeti yapıcı değilsiniz. 6- Sizin dininiz size, benim dinim banadır” (Kâfirun: 18/1-6).

DİĞER YENİ YAZILAR