Din ve vicdan özgürlüğü (2)

Haberin Devamı

DÜNDEN DEVAM

Dünkü yazımda Peygamber’in, Bizans İmparatoru’na tehditkâr söylem taşıyan bir mektup göndermiş olduğu kanısında olmadığımı belirtmiştim. Çünkü;

* Bu mektupların hiçbirinin orijini yoktur. Mevcutlar, rivayetlerden ibarettir.

* Bu mektuplarda sadece “İslâm ol” denilmektedir ama nasıl İslâm olunacağı açıklanmamıştır. Kur’ân okuyarak mı? Henüz o zaman Kur’ân, derlenip bir kitap haline getirilmemişti. O halde onlardan istenen İslâm nedir?

* Buhari’deki rivayette Hz. Peygamber’in, Herakleious’a mektup yazmış olduğu, olaydan uzun zaman sonra Müslüman olan Ebusüfyan’ın anlatımıdır. Bu habere göre Ebusüfyan, Hudeybiye barışından sonra 627 yılında ticaret için gittiği Şam’da, Suriye kentlerinden Hims’te bulunan İmparator Herakleious, kendisini huzuruna çağırtmış ve ondan, Hz. Muhammed’in durumunu ailesini sormuş, Ebusüfyan da bildiklerini söylemiş. Herakleious, Hz. Muhammed’in yolladığı mektubu Ebusüfyan’a göstermiş.

* Oysa 627 yılında İmparator Suriye’de değil, Kafkasya’dadır. Suriye’ye ancak 630 yılında gelmiştir ki o tarihte de Mekke fethedilmiş, Ebusüfyan da Müslüman olmuştu. Haberde onun, Ebusüfyan’ın Müslüman olmadan önce imparatorla görüştüğü söylenmektedir. Bu, tarihi gerçeğe uymamaktadır.

* Ayrıca bir zafer töreniyle kutsal haçı Kudüs’e getiren imparatorun, haberde anlatıldığı biçimde nihayet bir kabile lideri olan Ebusüfyan’ı çağırması, ona Peygamber’in vasıfları hakkında sorular sorması ve papazlarına Müslüman olmalarını önermesi, onların kızdığını görünce bunu sadece onları denemek için yaptığını söylemesi kabul edilebilecek ciddiyetten uzaktır.

* Sözde, imparator-Ebusüfyan görüşmesi dikkatle incelenirse haberin nasıl tutarsız ve çelişkilerle dolu olduğu anlaşılır. Şöyle ki:

* Kralın huzuruna çıkarıldığı söylenen Ebusüfyan da arkadaşları da Hz. Peygamber’e karşı içleri kin dolu müşriklerdi. Onu krala övücü mahiyette anlatmaları mümkün değildi.

* Güya Ebusüfyan, Hz. Muhammmed’in dinine girenlerden hiç kimsenin dininden dönmediğini söylemiş. Bu da doğru değildir. Hz. Peygamber’in hayatlarının sonunda ve özellikle Ebubekir zamanında dinin zekât vergisini kabul etmeyen kabileler olmuş ve bunlara savaş açılmıştır ki bu savaşlara ridde (dinden dönme) savaşları denilir.

* Mektupta yazıldığı söylenen ayet, henüz o zaman indirilmemişti. Çünkü bu ayetin bulunduğu Al-i İmran Suresi’nin baş tarafı, Hicret’in 9’uncu yılında gelen Necran Hıristiyanları ile ilgili olarak inmiştir. Hasılı Peygamberimizin bu büyük imparatorlara böylesine tehditkâr mektup yazmış olduğu rivayeti delilden yoksundur.

DEVAM EDECEK...

DİĞER YENİ YAZILAR