Din ve vicdan özgürlüğü (1)

Haberin Devamı

SORU: Üniversite öğrencisiyim. Yurtta kalıyorum. Burada değişik düşüncelere sahip arkadaşlarla tanıştım. Bunlardan ikisi aşırı din düşmanı, ateist. Ancak Kur’ân’ı ve hadisleri çok iyi biliyorlar. Onlarla tartışırken elimden geldiğince cevap vermeye çalışıyorum. Ama diğer arkadaşlarımdan hiçbiri bana destek olmuyor. Tek başıma kalıyorum. O iki kişinin iddiaları şöyle: Sizin kitabınızda din ve vicdan özgürlüğünün olduğunu mu söylüyorsunuz? Siz Müslümanlar ne kadar cahil insanlarsınız. Hadisleri okuyun, Muhammed ne yapmış ya da ne demiş: “Kim dininden dönerse, onu öldürün” (Buhari, Cihad, 148), “Müslüman bir kimsenin öldürülmesi ancak şu üç sebepten biriyle helal olur:

İmandan sonra dinden çıkma, evlilikten sonra zina, haksız yere birini kasten öldürme” (Buhari, Diyat 6, Kasame 25, 26). Bu iki hadise cevap veremedim. Tabiri caizse bu ateistlerin alay etmesine boyun eğmek zorunda kaldım. “Bunun bir açıklaması olmalı” diye düşündüm. Çok araştırdım ama net cevaplar bulamadım. Oysa Yüce Allah ayetlerde, “isteyen iman etsin isteyen küfretsin” diye buyuruyor. Bu hadisler ne demek oluyor? Kafam karıştı.
Bu iki arkadaşın başka bir iddiası da şöyle: Hz. Peygamber’in vefatından sonra, Hz. Ebubekir’in halifeliğinin ilk günlerinde dinden dönme olayları görüldü.

Ebubekir onlara savaş açarak kararlı tutumuyla İslâm’ın bütünlüğünü korumuş oldu. Ebu Hüreyre’den şöyle dediği nakledilmiştir: Resulullah vefat edip de ondan sonra Ebubekir halife seçildiği ve Araplardan bazıları dinden döndüğü zaman Hz. Ömer, Ebubekir’e şöyle dedi: Allah resulu “İnsanlar, Allah’tan başka ilah yoktur, deyinceye kadar onlarla savaşmakla emrolundum. Kim, Allah’tan başka ilah yoktur, derse, malını ve canını benden korumuş olur.

Ancak İslâm’ın hakkı müstesnadır. Onun asıl hesabı ise Allah’a kalmıştır” buyurduğu halde nasıl olur da sen insanlarla savaşırsın?

Ebubekir şöyle cevap verdi: “Allah’a yemin ederim ki namazla zekâtın arasını ayıranlarla mutlaka savaşacağım. Çünkü zekât mali bir haktır. Allah’a yemin ederim ki, Resulullah’a vermiş oldukları bir deve yularını bile bana vermezlerse, onlarla savaşırım.” Bunun üzerine Hz. Ömer şöyle dedi: “Allah’a yemin olsun ki, Aziz ve Celil olan Allah, Ebubekir’in gönlünü savaş için genişletmiş ve yine anladım ki, onun görüşü doğrudur” (Ebu Davud, Zekât, I).

Hz. Ebubekir’in zekât vermeyenlerle savaşa karar vermesinin delili, Hz. Peygamber’in şu uygulamasıdır: Allah Resulü, Eşca kabilesinden birisinin zekâtını alması için bir memur göndermiş. Vermeyince, ikinci defa göndermiş. Üçüncüde yine vermezse boynunu vurmasını söylemiştir (Kâmil Miras, Tecrid-i Sarih Tercümesi, Ankara 1984, V, 21). Diğer yandan, namaz kılmayanlarla harp edileceğine dair sahabenin icmaı vardır. Ebubekir burada zekâtı, namaza kıyas etmiştir. (Sünen-i Ebi Davud Terceme ve Şerhi, N. Yeniel- H. Kayapınar- N. Akdeniz, İstanbul 1988, VI, 93). Hocam bu hadis ve bu iddialar doğru mu? (Ali Emir Gürbüz)

* Okurumun sorusunu yarın cevaplayacağım.

DİĞER YENİ YAZILAR