CHP Kocaeli Belediye Başkan adayı Sefa Sirmen, kazandığı takdirde her mahalleye bir Kur’ân kursu açmayı vaad etti. Bu öneriye CHP içinden ve dışından çeşitli tepkiler, eleştiriler geldi ve gelmeye de devam ediyor. Birçok gazeteci de benden bu konudaki düşüncemi sordu. Din hiç kimsenin tekelinde değildir. Bu memlekette inandığını söyleyen herkes Müslüman’dır ve dinini öğrenme ve öğretme hakkına sahiptir. Bunu CHP’li bir adayın yapması ve genel başkanı Deniz Baykal’ın da sahiplenmesi dini tekelinde sanan bazı kesimleri tedirgin ettiği gibi kimi aşırı laikçileri de rahatsız ediyor.
Oysa din, insanın en vazgeçilmez hakkıdır. Herkes dinini öğrenmek ister. Eğer devlet, halkın istek ve ihtiyacını karşılamazsa birileri gayrikanuni yollardan bunu yapar. İşte o zaman körpe dimağlara din diye yanlış bilgiler aktarılır. Yanlış bilgilerle dolan yarının yetişkinleri olan çocuklar, dinde ayrılıklara, bölünmelere neden olabilir. Nitekim bunun örnekleri yaşanıyor. Eğer CHP, çeşitli kurslar yanında en temel ihtiyaç olan Kur’ân öğretimi için kurslar açmak istiyorsa bunun desteklenmesi gerekirken kösteklenmesinin manasını anlayamıyorum. Din hiç kimsenin tekelinde değildir.
CHP karşıtlarının buna tavır alması yanlıştır. Çünkü partisi ne olursa olsun, bu ülkede inanan herkes Müslüman’dır. Ancak CHP’nin samimi olmayıp oy avcılığı için bunu yaptığını ileri sürenler var. Tabii eğer amaç oy avcılığı ise kötü bir şeydir ama İslâm hukukunda şöyle bir kural vardır: “Biz zahire yani açığa çıkan eyleme göre hüküm veririz.” Bu iddiayı ortaya atanın sırf oy avcılığı için böyle yaptığı kesin kanıtla ortaya konmadan olumsuz hüküm vermek günahtır. Hüküm, eyleme göre verilir. Herkesin gönlündeki düşünceyi bilemeyiz. Çünkü biz niyet okuyucu değiliz.
Bunu devrimlere aykırı bulan laik kesimlere de bir çift sözüm var: Cumhuriyeti kuran, laikliği de temel ilke kabul eden Gazi Mustafa Kemal, Diyanet İşleri Başkanlığı’nı devletin çatısı içine almış, bunu laikliğe aykırı görmemiştir. Sadece bununla da yetinmemiş, Kur’ân’ın Türk halkına öğretilmesini hedeflemiş, Diyanet İşleri Başkanlığı, bu amaçla M. Hamdi Yazır’ı görevlendirmiş, yazılan bu meal ve tefsirin bütün masrafları Mustafa Kemal Paşa’nın özel bütçesinden karşılanmıştır.
Din hiç kimsenin tekelinde değildir
Haberin Devamı