Din, gösteriş değil ruhtur

Haberin Devamı

Okurum Mahir Şeki, bazı törenlerde din adamlarındaki sırmalı kıyafetlerden rahatsız olduğunu belirtip buna anlam veremediğini söylüyor. Cevabım şudur: Belki çağımızın bir özelliğidir, her şey görüntüye dökülüyor, maneviyat kıt, ruh yok. 1960’ların başındaki Diyanet İşleri Başkanlığı, operanın karşısında iki katlı küçücük bir binadaydı. Daha sonra imkânlar genişledi. Kocatepe’deki bina yapıldı. Şimdi de Eskişehir yolu üzerindeki muhteşem binada çalışılıyor. Mübarek olsun. Dinin ihtişamına da o yakışır ama 60’ların başındaki o daracık binadaki ruhaniyeti bu ihtişamlı mekanlarda bulamıyorum. Buna benim zamanım da dahildir. Halk da görüntüden etkileniyor, şatafattan hoşlanıyor. Şu yatırların halini bir düşünün.

Çıplak bir kabrin içinde yatan kişi, en yüksek dereceye ermiş bir Hak dostu da olsa pek itibar görmez de üstüne ayetlerle süslü yaldızlı örtülerin örtüldüğü, belki sıradan cesetler saygının alasını görür. O kadar ki, ona gösterilen saygı tapınma derecesine varır. Herhalde bundan ötürü İslâm dünyasındaki yüksek mevki sahibi kimi din temsilcileri, gösterişli kıyafetlere önem verir oldular. Bu sadece din alanında mı? Son zamanlarda yüksek yargıçların kıyafetlerinin de nasıl sırmalanıp yaldızlandığı dikkatten kaçmıyor.

Oysa din gösteriş değil, şekil değil ruhtur. Peygamberimiz, “Allah sizin şekillerinize ve mallarınıza bakmaz, sizin gönüllerinize ve eylemlerinize bakar” buyurmuştur. Gerçekte ne Roma’daki debdebeler içinde yüzen, altın ve mücevher işlemeli asa taşıyan papa Hz. İsa’yı; ne de İslâm dünyasındaki kimi sırmalılar Hz. Muhammed’i layıkıyla temsil eder. Bu iş zahir (görünüş) değil, batın (gönül) işidir. Gösterişten, gururdan kaçınmak için ilk mutasavvıflar yamalı hırka giymeyi prensip edinmişlerdir. Bizans’ı, İran’ı titreten Halife Hz. Ömer’in 17 yamalı bir aba giydiği kaynaklarda yazılıdır. Gönlünde Hak aşkı yanmayan insan, süslü kof ağaçtan farksız olur. Hz. Mevlana ne güzel söylemiş:

Ateşist in bang-i nayi nist bad

Her ki in ateş nedared nist bad.

Manası: Bu neyin sesi (ney ile kendi bedenini kastediyor) ateştir, hava değil. Kimde bu ateş yok ise o yok olsun.

DİĞER YENİ YAZILAR