SORU: Cebrail’in uzak yoldan, üstü hiç toz olmamış bir insan suretinde gelip, ashabıyla oturan Resulullah efendimizin önünde diz çökerek, “İman nedir ya Resullallah?” diye sormuş. Resulullah efendimiz de “Allah’a, meleklerine, kitaplarına, Resullerine, ahiret gününe, kadere, hayrın ve şerrin Allah’tan olduğuna, öldükten sonra dirilmeye inanmaktır” buyurunca “doğru söyledin ya Resulallah” demiş. Bu hadis doğru mu? (Emrah Gedik)
CEVAP: Bu hadis, çok sağlam denilen kaynaklarda var ama bana göre uydurmanın ince ayarlısıdır. Kadere, hayır ve şerrin Allah’tan olduğuna inanmak Peygamber döneminin konuları değildir. Kur’ân’da inanç esaslarını belirten ayette kader konusu yoktur. İşte ayet: “Elçi, Rabbinden kendisine indirilene inandı, müminler de. Hepsi Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine inandı...” (Bakara: 285), “Ey inananlar, Allah’a, Elçisine, Elçisine indirdiği kitaba ve daha önce indirmiş bulunduğu kitaba inanın. Kim Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, elçilerini ve ahiret gününü inkâr ederse o, uzak bir sapıklığa düşmüştür” (Nisa: 136).
Bu ayetlerde kadere imandan söz edilmemektedir. Gerçi Kur’ân’da Allah’ın, olacak her şeyi önceden yazdığına dair ayetler vardır ama bu husus, iman esasları arasında sayılmamıştır. Kadere iman sorunu, 2’nci, 3’üncü asırlarda çıkan mezhep ve kelâm tartışmalarının ürünüdür. İşte bu adamlar düşüncelerini, Peygamber diliyle onaylatmak istemişlerdir. Çok kurnazlık yapılmıştır. Kur’ân, kıyametin ne zaman kopacağını kimsenin bilmeyeceğini vurgularken bu hadiste kıyamete bazı alametler belirlenmektedir.
Cariyenin, efendisini doğurması gibi, binaların yükselmesi gibi... Bu tür düşünceler hep Emevi ve Abbasi dönemlerinin sorunlarıdır. Çünkü o zaman çok cariye oğlu, hükümdarlık koltuğuna geçmiş, bina yapımı hız kazanmıştır. Zahidler bu durumu kıyamet alameti saymak için hadis üretmede gecikmemişlerdir. Doğusu din adına takdire şayan kalpazanlıklar yapılmıştır.
Mehir-talak ilişkisi
SORU: “Kendileriyle ilişkiye girmeden ya da mehir belirlemeden kadınları boşarsanız size bir günah yoktur” şeklinde bir hadis var mı? Eğer varsa bu güvenilir bir hadis midir? Karım benden bir mehir istemedi. Bu durumda 3 talak verilse bu tek talak olarak mı kabul edilir? (Celal Kara)
CEVAP: Yazdığınız ayettir. Şöyle: “Henüz dokunmadan ya da mehir kesmeden kadınları boşarsınız size bir günah yoktur. Ancak onları faydalandırın (bir miktar bir şey verin). Eli geniş olan, kendi gücü nispetinde, eli dar olan da kendi kaderince güzel bir şekilde faydalandırmalı (herkes gücü ölçüsünde bir şey vermeli)dir. Bu, iyilik edenlerin üzerine bir borçtur. Bir mehir kestiğiniz takdirde henüz dokunmadan onları boşamışsanız, kestiğinizin yarısını (verin). Ancak kadınlar vazgeçer yahut nikâh bağı elinde bulunan (erkek) vazgeçerse başka. (Erkekler) Sizin affetmeniz (müsamaha gösterip mehrin tümünü vermeniz) takvaya daha yakındır. Aranızda birbirinize iyilik etmeyi unutmayın. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızı görür” (Ahzab: 236-237).
Din adına yapılan kalpazanlıklar
Haberin Devamı