SORU: Diyanet’in internet sitesinde Vakıa Suresi’nin 75 ve 76. ayetleri şu şekilde Türkçe’ye çevrilmiş: “Yıldızların yerlerine yemin ederim ki, eğer bilirseniz gerçekten bu, büyük bir yemindir.” Sizin “Görünmez Âlemin İzleri” adlı eserinizde bu ayetlerin Türkçe çevirisini “Yıldızların mevkilerine (yörüngelerine) yemin etmiyorum. Bilirseniz bu, büyük bir yemindir” olarak vermişsiniz altında da şu açıklamayı yapmışsınız: “Vahyi indiren, yıldızların mevkilerine yemin etmenin, büyük bir yemin olduğunu, onun için onlara yemin etmediğini vurgulamaktadır.” Ayette geçen bir ifadenin “yemin ederim” veya “yemin etmiyorum” şeklinde farklı iki zıt anlamda çevirilerinin yapılıyor olması beni düşündürüyor. Bunu açıklar mısınız? (Onur Aykaç)
CEVAP: Arapça “uksimu: yemin ederim” demektir. Bunun başına olumsuzluk takısı olan “lâ” gelince “lâ uksimu: yemin etmiyorum” anlamını verir. Arapça‘da bir sözün önemini belirtmek için anlatılan şey üzerine yemin edilir. Ama anlatılan şey, üstüne yemin edilmeye gerek kalmayacak ölçüde açık ve muhteşem ise yemin formunun başına olumsuz takısı getirilir. Bu da bir yemindir ama birincisinden daha vurgulu bir yemindir. “La uksimu bi-yavmil-kıyameti: Kıyamet gününe yemin etmiyorum. Kıyamet, üstüne yemin edilmeyecek kadar açık ve dehşetli bir olaydır” demek olur. Benim mealim daha doğrudur. Gerçi bu kelimeyi “yemin ediyorum” şeklinde anlayanlar ve çevirenler de var ama dakik değil. Asla uygun da değil. Çünkü “uksimu: yemin ederim”, “la uksimu: yemin etmem” demektir.
Halimize çok şükür
SORU: İrlanda’dan zaman zaman düşüncelerini yazan Berkin Yaman, etkilendiği bir yazım üzerine çocukluk anılarına değiniyor. Henüz 18’indeyken kendisinden 20 yaş büyük 4 kişiyle bir yerde oturduklarını, içlerinden birinin Hz. Ayşe’ye hakaretler yağdırmaya başadığını belirtiyor. Bu hakaretlere ötekilerin gülümsediklerini, kendisinin bu saygısız duruma daha fazla dayanamayıp mekanı terk ettiğini söylüyor. Berkin Yaman şöyle devam ediyor: “O gün cevap verememiştim. Bu zavallı yaratıklardan o kadar çok ki, okudukları veya kulaktan duydukları sahte, yanlış, hiçbir dayanağı olmayan bilgilerle Allah’a, dinimize, peygamberimize saldırıyorlar. Din, toplumun yapı taşıdır. Birleştirici ve sevdirici özellikleri sayesinde toplumu ayakta tutar. Dünya var olduğu sürece insan inanmaya devam edecek. Bizler sizin ve sizin gibi cesur bilim adamları sayesinde bilgi dağarcığımızı geliştireceğiz. Siz hiç meraklanmayın hocam. Yanınızda her zaman Allah sevgisi olanlar var olacaktır. Allah bizlerden sevgisini ve şefkatini esirgemesin. Umarım bir gün bu zavallılar da gerçeklerle karşılaşma fırsatı bulur.”
CEVAP: Dünya durdukça iman da küfür de var olacaktır. Gece olmasa gündüzün değeri bilinir mi? Kötü olmasa iyiliği nasıl takdir ederiz? Şeytan olmasa melek anlaşılmaz. Ama Allah’a şükür ki Allah bize şeytan görevi değil, melek görevi vermiş, bizi dini taşlayan, hatta sövenlerden değil, dini savunan, kendisini seven insanlardan eylemiş. Halimize çok şükür.