Cennette kadınlara ödül yok mu?

Benzer soruyu, bir başka okuyucum Fulya Vural da soruyor. Kur'ân, cennette sadece erkeklerin ödüllendirileceğini, kadınların ise erkeklere ödül olarak takdim edileceğini söylemiyor

Haberin Devamı

Soru: Hak eden Müslüman erkek ve kadınlara Allah (c.c.) cenneti vaat etmiştir ancak hadislerden şöyle anlaşılıyor: Erkekler cennete gittiklerinde onlar için huriler hizmet edecek, her türlü ihtiyacını karşılayacak. Kadınlar için böyle bir ödül yok. Sadece cennetlik kadınlar, en iyi ihtimalle huri olabiliyorlar. İyi kadınlar hem bu dünyada hem de imtihanı geçerlerse cennette erkeğe hizmet edecekler. Bu gerçekten böyle mi, ben mi yanlış anlıyorum? (Selda Onur)

Cevap: Benzer soruyu, bir başka okuyucum Fulya Vural da soruyor. Kur'ân, cennette sadece erkeklerin ödüllendirileceğini, kadınların ise erkeklere ödül olarak takdim edileceğini söylemiyor. Cennette erkekler, genç, en güzel çağlarında birer delikanlı, kadınlar da yine onlarla yaşıt, dilberler, huriler olacaklardır. Erkek kadını arzu ettiği gibi kadın da erkeği arzu eder. Erkeğe verilecek kadın, kendi yaşıtı bir huri ise kadına verilecek erkek de yine kendi yaşıtı genç bir erkektir.

Eğer kadın, erkeğe ödül ise erkek de kadına ödül değil mi? Nasıl olsun yani, kadınlar orada erkeksiz mi kalsın? Huri dediğimiz şey, dünyada yaşlanıp ihtiyarlamış, derileri buruşup sarkmış, yaşlı kadınlardır. Ahirette yeniden inşa (yepyeni bir yaratma) var. O yeni yaratılışta insanlara (erkek olsun kadın olsun) verilecek beden, zaman üstü bir bedendir. Taze, genç, güzel beden. Cennete girenlere kendileriyle yaşıt, sevdikleri birer eş verilir.

Cennette insanın istemediği bir şey olmaz. Orada kadın olsun erkek olsun herkese canının çektiği, arzu ettiği şey verilir. Erkek kendisine verilen eşten, kadın da kendisine verilen esten memnun ve razıdır. O kadar ki orada eşinden başkasına bakmak dahi istemez.

Gençleri bilgilendirin
Soru: Kendimden gençlerle sohbet ediyorum. Çevremdekiler bu nedenle bana kuşkuyla bakıyorlar. Bunun nesi tehlikeli, anlayamadım?

Cevap: İlk mutasavvıflar, insanlardan uzak yaşayan, kendilerini tamamen Allah'a veren, Allah'tan başka bir şeye kalbin takılmamasına özen gösteren insanlardı. Özellikle kadınlardan uzak yaşayan kapalı toplumlarda bazı kişiler, kendi cinslerinden gençlere ilgi duyulabilirdi. Nitekim bazı tarikat, hatta medrese çevrelerinde gençlere karşı cinsel ilgi duyanlar olmuş. Nadir de olsa eşcinsel ilişkiler görülmüştür. İşte böyle bir duruma düşmemek için ilk tasavvuf önderleri, delikanlılarla laubali sohbeti ve ülfeti uygun görmemişlerdir. Sakındırılan şey, gençlerle hiç görüşmemek, onlara bir şey öğretmemek değil, onlarla kuşkulu ülfetler, ilişkilerdir.

DİĞER YENİ YAZILAR