* DÜNDEN DEVAM
Ömer dedi ki: “Sen derin bir bahse dalıyorsun. Meselâ mânayı harflerle takyid edersin (bir söz söylersin). Serbest olan mânayı hapsettin, nefesi bir kelime ile bağladın.
Sen faydadan gizlenmiş; ruhun bedene gelmesindeki faydayı bilmez iken; bunu, bir fayda elde etmek için yaparsın da, fayda, kendisinden zuhur eden Tanrı, bizim gördüğümüzü nasıl görmez?
Mânânın kelimelerle söylenmesinde yüz binlerce fayda var. Bu faydaların herbiri, canın cesede girmesindeki faydaya nispetle pek değersiz.
Cüz’lerin cüz’ü olan senin bu nefesin, bu söz söylemen, külli bir fayda temin ederse ruhun bedene girmesiyle meydana gelen kül, neden faydasız olsun?
Tanrıya şükretmek herkesin boynunun borcudur. Kavga etmek, suratını ekşitmek, şükür değildir. Şükretmek surat ekşitmeden ibaretse sirke gibi şükreden hiç kimse yok!” (Mesnevî, 1/140-146)
İşte Hz. Ömer’in bu tevazuu ve adaleti, adını ebedileştirmiştir. Sayın Cumhurbaşkanı bu tevazuunuzu ömür boyu sürdürmenizi temenni eder, Allah’tan size, yapmak istediğiniz hayırlı işlerde başarılar dilerim.
Ramazan Kadirov da cevaben “Allah beni bu yoldan ayırmasın!” dedi. Kendisiyle fotoğraf çektirip vedalaşarak ayrıldık. Akşamleyin de Kültür Bakanlığı’nın folklor eğitimi veren okuldaki küçük öğrencilerin gösterilerini izledik. Öğrencilerin maharetle sergiledikleri Çeçen-Kafkas oyunları gerçekten büyüleyiciydi. Bu arada bizim heyette bulunan Çeçen asıllı Abdurrahman Bey de bir miktar Çeçen oyunu oynadı.
O akşam Grozny Belediye Başkanı’nın verdiği yemekte bulunduk. Başkan bizim masamıza geldi. Çeçenistan hakkında epey konuştuk, bilgilendik. Cumhurbaşkanı’nın son derece halk ile bütünleşmiş ve dindar bir insan görüntüsü verdiğini söyledim, bunun samimiyet derecesini sordum.
Başkan da “Cumhurbaşkanı bir ulema ailesinden gelir. Babası da önce müftülük yapmış, sonra cumhurbaşkanı olmuştur” diyerek, çocukluğundan beri namazında, orucunda, dinine içtenlikle bağlı, dürüst bir kimse olduğunu izah etti. Uzun bir sohbetin ardından istirahate çekildik ve ertesi gün, saat 06.00’da yaptığımız kahvaltıdan sonra arabalarla Çeçenistan, Osetya cumhuriyetlerini aşarak Gabar-Balkır Cumhuriyeti’ndeki Nalchik Havaalanı’na geldik. Öğle vakti 12.00’de havalanan uçağımız 02.30’da Atatürk Havalimanı’na indi.
* BİTTİ
Çeçenistan (13)
Haberin Devamı