Operatör Doktor S. Özer’in, dinde birliktelik üzerine mektubu: “Bir imam hatip lisesi mezunu hekim olarak neden bu kadar Kur’ân’dan uzak tutulduğumuzu, Kur’ân okumanın asıl amacının onu anlamak olduğunu neden öğrenmediğimizi sorguluyorum. Sizi okudukça kolay dinimizin ne kadar zorlaştırıldığını anlıyorum. Aynı dine inanan insanların bile birbirlerini ‘İslâm dışılıkla’ itham edebildiği bir karmaşanın var olduğunu görüyor ve bu karmaşanın ancak Kur’ân’a sarılmakla son bulacağına inanıyorum. Bu karmaşanın en önemli sebebinin Peygamberimize isnat edilen uydurulmuş hadisler ve mezhep taassubu olduğunu düşünüyorum. Öyle zaman oluyor ki, aynı dini yaşayan, aynı yere secde eden arkadaşlarla fikri çatışmaya giriyoruz. Son tartışmamızda arkadaşlarımdan biri namaz kılmayanın dini olmayacağını ve cennete giremeyeceğini, Hristiyan ve Yahudilerin Allah’ın bir olduğuna inansa bile cehennemlik olduğunu ifade etti.
Hatta ‘Lailahe illallah Muhammedun resulullah’ deyinceye, ‘namazı kılıncaya ve zekâtı verinceye kadar insanlarla savaşın’ şeklinde ayet olduğunu (ki onun ayet değil hadis olduğunu öğrendim) söyledi. Ben böyle bir ayet olamayacağını, olsa olsa Peygamberimizin ağzından uydurulmuş bir hadis olabileceğini, böyle bir şeyin ‘Dinde zorlama yoktur’ ayetiyle ve daha birçok ayetle çelişeceğini söyledim. Bunun üzerine mealcilikle, Peygemberimizi kabul etmemekle suçlandım. Sayın hocam, biz aynı dini yaşadığımızı iddia eden insanlar kendi aramızda anlaşamazken dini yaşamayanlara, yaşamak isteyenlere hangi dini anlatacağız? Abdest, oruç, namaz gibi dinin ana konularında bile tam bir birlikteliği olmayan Müslümanların bu hali ne zaman düzelecek? İnşallah sizin gibi hocalarımız sayesinde dinimiz insanların kalbinde yer bulacak ve korkularından arınacaklardır.”
CEVAP: Yazınız için teşekkür ederim. Her iki aşırı uçun hedefi haline geldik. Bir taraftan uydurmaları din yapıp dinin temeli olan Kur’ân’ı sırtlarının arkasına atan cahiller, öbür taraftan Kur’ân’ın bir hükmünün dahi anlatılmasına tahammül edemeyen din karşıtları. O dindar görünen insanlardan kimi var ki Kur’ân’ın anlattığı dine değil, uydurulmuş hurafelere inanmaktadır. Kur’ân’ın deyişiyle o, nefsini, yani egosunu tanrı yapmıştır.
Bir doktorun ‘dinde birlik’ ile ilgili mektubu
Haberin Devamı