Hadisle ilgili bir dizi yazım üzerine Avusturya’dan Birol Kılıç adlı okurum, hadis diye ortaya atılıp kitaplaştırılan Kur’ân’a ters, uydurma birçok rivayeti ele alıp İslâm’a ve İslâm Peygamberine saldırı delili olarak kullandıklarını ve bununla mücadele ettiğini belirten bir e-mail gönderdi. Bu mektubu ve verdiğim cevabı okurlarımla paylaşmak istiyorum. Önce mektup: “Sayın Ateş, hadisler konusundaki yazılarınızı Viyana’dan büyük bir hayranlıkla takip ediyorum. Allah sizden razı olsun. Bu konuda ben de elimden geldiği kadar www.yenivatan.at sayfalarında okuyucularımızı bilgilendireceğim. Allah’ın tertemiz, duru ve çağın ilerisinde kitabı olan Kur’an-ı Kerîm dururken Peygambere iftira olarak ifade edebileceğimiz birçok hadis, İslâm dininin en büyük sorunudur. Emevi fıkhı olan bu Arabizm ürünlerine en güzel cevabı yine Kur’an-ı Kerîm’in verdiğine tanık oldukça şükürler olsun diyorum.
Başta Avusturya olmak üzere dünyada İslâm dinini karalamak isteyen cahil veya düşman kişi, kurum ve kuruluşlar karşımıza hep bu palavra hadis rivayetleriyle çıkıyor. Düşmanlar, Kur’ân-ı Kerîm ile aynı değere çekilmek istenilen bu hadisleri öne atarak ’İslâm dinin kaynağı işte budur. Artık siz gerisini siz düşünün’diye yazılar yazıp kitaplar çıkarıyorlar. Hatta siyasiler bile bu yola başvuruyor. Buna Haziran 2009 tarihinde tanık olduk. FPÖ Milletvekili Suzanne Winter; oy almak uğruna İslâm dinine, Peygamberine ve mensuplarına hakaretlerde bulunmuştu. Ancak açılan dava sonunda mahkum oldu. Bu olay karşısında tabii ki Avusturya’da buna karşı çıkanlar oldu. Ama bu işi profesyonelce yapanlardan biri olarak, İslâm dünyasının başında adeta bir kara leke olarak duran ve Peygambere iftira atılan bu rivayetlere çözüm bulamalıyız. Eğer bulamazsak Yunus Süresi’ndeki ’Allah, aklını işletmeyenlerin üzerine pislik bırakır’ ayetine devamlı muhatap olacağız. Kısacası hadislerin çoğu Kur’an’dan onay almaz ve terstir. (Birol Kılıç)”
NOT: Okurumun mektubuna cevabımı yarınki yazımda bulabilirsiniz.
Avusturya’dan gelen bir okur mektubu
Haberin Devamı