SORU: Babam üreticilerden kiraz alıp bir şirkete satıyor. Yani aracılık yapıyor ve bu satıştan komisyon alıyor. Senelerdir bu işle uğraşıyor. 2000 yılında bir firma bizden aldığı kirazların borcunu ödemedi. 100 milyar lira kadar borç kaldı bize. Bunun büyük bir kısmını bankalardan kredi çekerek ödedik. Şimdi bankalara borçluyuz. Ayrıca birkaç kişiye daha borcumuz var. Ama şu an ödeyecek durumumuz yok. Borçlu olduğumuz kimselerden biri bizi sürekli olarak bizi rahatsız ediyor. Bu durumdan çok huzursuz olduk. Şu an için yapacak bir şey yok. Biz sadece aracıydık. Acaba bu, bizim kendi borcumuz mu sayılıyor? (Sema Coşkun)
CEVAP: Babanız aracı da olsa, üreticiden aldığı malı tüketiciye satıyor. Tüketici, üreticiyi bilmez. Satan aracıyı bilir. Üretici de tüketiciyi bilmez. Aracı olan kişiyi bilir. Bakkal, tüccar, çeşitli alım satım işlerini yapan ticaret erbabı hep aracı değiller mi? Özetle babanız, üzerinde kalan borcu ödemek zorundadır. Ama alacaklı durumda olan kişi bağışlarsa ancak o zaman babanız sorumluluktan kurtulur.
Yasal haklar helaldir
SORU: Aynı parsel üzerinde hissedar olanlar bu taşınmazlarını 45 kuruşa satmak istiyor. Bu satışa aracı olanlar “Tamam” diyor. 45 kuruştan el sıkışıyorlar. Ancak alıcıya 50 kuruştan satıyorlar. Tüm masrafları da alıcı ödüyor. Alan razı, satan razı bir durum söz konusu. Bu durumda aracının elde ettiği yüzde 10 kazanç dinen caiz mir? (Cevat Alp)
CEVAP: Böyle şeyler teamüle bağlıdır. Memlekette yasalar, alışılmış uygulamalar böyle. Eğer aracı olan kişi o emlağı size bulmuş, göstermiş ise bunda onun emeği vardır. O da rızkını emlakçılıkla çıkarıyor. Elbette komisyoncuların yasal hakkı ne ise onu alması helaldir. Ama emlağı bulan o değilse, arsayı satma işi mal sahibi tarafından kendisine devredilmemişse bu durumda adamın alıcıdan para alması doğru olmaz.
Bir takdir mektubu
SEVGİLİ hocam, dinini seven, bilime inanan bu ülkedeki insanların ışığısınız. Kendisini yetiştirmek isteyen gençlere örneksiniz. Çok teşekkür ediyorum. (Oğuz Alper)