SORU: Araf Suresi 3. ayet, “(Ey insanlar) Rabbinizden size indirilene uyun ve ondan başka velilere uymayın. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz” diyor. Buradaki veli, bugünkü tarikatlardaki şeyhler midir? (Mehmet Atlı)
CEVAP: Araf Suresi 3. ayette yüce Allah, insanlara Rablerinden indirilen Kur’ân’a uyup O’ndan başka veliler edinmemelerini buyurmaktadır. Ayetin sonunda da “Ne kadar az öğüt alıyorsunuz” cümlesiyle insanları düşünüp öğüt almaya yönlendirmektedir. Bir işi üstlenmek, bir şeyi korumak anlamına gelen velayet, âlemlerin Rabbi hakkında kullanıldığı takdirde iki kısma ayrılır: Birincisi din, inanç ve ibadet kurallarını koymak. İkincisi insanların gücü üstünde olan eylemlerin sebeplerini, tüm tabiat yasalarını yaratmaktır. İnsanları doğru yola iletmek, kalbi etkilemek, düşmanlara karşı zafer kazandırmak, ahirette kulları rahmet ve mağfirete eriştirmek, cennete sokmak hep Allah’ın velayeti içindedir. Allah’ın veliliğinden söz edildiği zaman bununla, kullarının yapamayacağı şeyleri yapması ve onlara dini hükümler koyması kast edilir.
Burada Allah’tan başka velilere uymaktan men etmek, din konusunda Allah’ın vahyi dışında herhangi bir insanın sözünü din hükmü haline getirmeyi yasaklamaktır. “Hahamlarını ve rahiplerini Allah’tan ayrı rabler edindiler...” ayetinde hahamlarının ve rahiplerinin koydukları helal ve haramlara Allah’ın buyruğu gözüyle bakıp onlara uyanların, o kişileri rablık, tanrılık derecesine çıkardıklarına işaret edilmekte ve bu tutumları kınanmaktadır. İnsanların, kendi düşünceleriyle koydukları hükme Allah’ın hükmü diye bağlanmak, o hükmü koyanları tanrılaştırmak olur. Bu suretle ayet, din âlimlerinin, devlet adamlarının inanç, ibadet, helal ve haram konusundaki ictihat-kıyas hükümlerini ilahi hüküm görmenin caiz olmadığını açıkça ortaya koymuştur. Âlimlerin görevi, Allah’ın koymadığı hükümleri koymak değil, Allah’ın indirdiklerini insanlara açıklamaktır. Hall ve akd, yani buyruk sahibi âlimlerin ve devlet adamlarının, kamu yararına olup zamanın değişmesiyle değişecek türden olan işlerde öngördükleri hükümlere uyulur. Ama tam dini konularda kıyas ve re’y batıldır. Ayette anılan velilerin, tarikat şeyhleri veya pirleriyle bir ilgisi yoktur. Bir insanın, Kur’ân’ın hükmüne açıkça aykırı olan sözüne uymak, o kişiyi Allah’tan ayrı veli (yani uyulacak tanrı) kabul etmek anlamına gelir ki bu, şirktir, küfürdür. Ama benim bildiğime göre büyük tasavvuf pirleri, tarikat önderleri Kur’ân’a aykırı bir söz söylememeye özen gösterirler.
“Allah’tan başka veliler edinmeyin”
Haberin Devamı