SORU: Yirmi senedir Kur’ân okuyorum. Çevremdeki bazı kişiler, “Tecvitsiz okuyorsun. Onun için okudukların kabul olmaz” diyor. Bu sözlere çok üzüldüm.
75 yaşındayım. Beni aydınlatırsanız çok sevinirim. Eğer tecvitli okumayı öğrenmezsem ben bir hiç miyim? O kadar yıl boşuna mı okudum? (K. Tuba)
CEVAP: Okuduğunuzun kabul olmadığını kim söyledi? Öyle sözlere bakmayın. Duyarak ve inanarak okuyorsanız kabul edilmiştir. Allah kulunun eylemini niyetine göre değerlendirir. Siz eğer Kur’ân’ı Allah’ın kelamı olarak ve sevap kazanmak için okuyorsanız Allah sizi niyetinizi ve eylemini boşa çıkarmaz. Kur’ân okurken kasıtsız olarak hata da yapsanız yine doğru okumuş gibi sevap alırsınız. Peygamberimizin buyurduğu üzere: “Kur’ân’ı kolayca okuyan bir sevap alır. Ama Kur’ân’ı rahat okuyamayan, okurken zorlanan kişi iki sevap alır. Biri Kur’ân okumasından, ikincisi de okuma zorluğuna katlanmasından ötürüdür.” Din böyle kolay ve güzelken bilmem ki insanlar bunu zorlaştırmaktan niçin zevk alıyorlar? Kul ile Allah arasında olacak şeylere kulların aklı ermez. Allah’ı düşünün, iyi niyetle okumanıza devam edin. Allah kabul eder.
Meallerdeki parantezler
SORU: Hud: 2, Zariyat: 51, Şura: 10 ve En’am: 104 “Ben sizin üzerinize bekçi değilim” ayetleri, Peygamberimizin mi yoksa Cebrail’in mi sözleridir? Sizin mealiniz dışındaki mealler parantez içinde “De ki” kullanmış. Bu ayetlerde “De ki” kullanılmasa da öyle kastedilmiştir diyebilir miyiz? (M. Murat Ocak)
CEVAP: Kur’ân, Hz. Cebrail’in vahiyle verdiği sözlerdir. Bazen vahiy sürecinde Hz. Peygamber melek düzeyine yükselir. Vahiy meleğiyle bir olur. Yahut vahiy meleği insan düzeyine inip Hz. Muhammed’le birlik oluşturur. İkisi öyle yakındır ki ikilik birliğe dönüşmüştür. Buna tasavvufta “cem hali” denilir. Söz yine Cebrail’in ise de Peygamber de Cebrail ile birleştiğinden bu ayetlerde söz Peygamber’in ağzından söylenmiş gibidir. Öyle gereksiz “De ki” eklemeleri Kur’ân’ın üslubunu bozar.