Allah kullarını yüceltmek için yaratmıştır

Haberin Devamı

* DÜNDEN DEVAM

Hindistan’da doğmuş bulunan bir insan, bulunduğu çevrenin ahlak kurallarına göre davranırsa cezadan kurtulur. Çünkü insanın, çevrenin etkisinden kurtulup en yüksek dine ulaşması kolay değildir. Bunun için tebliğ ister, irşad ister. Herhangi bir Hristiyan ülkede doğan, o şartlarla ve kültürle yetişmiş, beslenmiş insan da o dinin kurallarına göre yaşarsa

o da ödüllendirilir. Ama ne zaman ki o insanlara son dinin mesajları, anlayacakları biçimde açık seçik anlatılır da buna rağmen onlar son dinin kurallarını kabul etmezlerse işte o zaman sorumlu duruma düşerler. Allah kimseye zulmetmez. Kullarını da yakmak için değil, yüceltmek için yaratmıştır. Din kuralları insanın manen yücelmesi için konulmuştur. Ahirette insana hangi dinin uyruğu olduğu sorulmaz, “Kalbinin manevi kirlerden, hasta-lıklardan temiz olması” istenir.

‘Onlara haksızlık edilmez’

Sanma ey hace ki senden zer-ü sim isterler

Yevme la yenfa’ude kalb-i selim isterler.

(Beyim senden altın ve gümüş isteyeceklerini sanma. Hiçbir maddi kıymetin yarar vermediği kıyamet gününde manevi hastalıklardan temiz gönül isterler.)

İşte bu yazdıklarımı özetle içeren birçok ayetten ikisi: “Şüphesiz İnananlar (Müslümanlar); Yahudiler, Hristiyanlar ve Sabiiler(den) Allah’a ve ahiret gününe inanan ve iyi iş(ler) yapanlara, Rableri katında mükâfat vardır; onlara korku yoktur ve onlar üzülmeyeceklerdir.” (Bakara: 62, Maide: 69), “(Ahiret mutluluğu) Ne sizin hayallerinizle, ne kitap sahiplerinin hayalleriyle olmaz. Kötülük yapan, yaptığıyla cezalandırılır ve kendisine Allah’tan başka ne dost, ne de yardımcı bulamaz. İnanarak güzel işler yapan, güzel davranan her erkek ve kadın da cennete girer ve kendilerine zerre kadar haksızlık edilmez.” (Nisa: 123-124)

DİĞER YENİ YAZILAR