SORU: Tarikata girmiş bazı arkadaşlarım bana “Ahiretten Mektup ve Kabirden Mektup” diye bir kitap okuttular. Kitabın konusu ölümle başlayıp kıyamet günü sorgulanmaydı. Fakat anlatım tarzı ve içerik oldukça etkileyici ve ürkütücüydü. O kadar etkisinde kaldım ki her an ölümü bekler oldum. Bu durum sonunda panik atak olmama ve şu an tedavi görmeme sebep oldu. İnsan öldükten sonra mezara konulunca ruhunun tekrar o bedene gireceği ve azap çekeceği doğru mu? (Kader Tenekeci)
CEVAP: İnsan öldükten sonra kesinlikle ruh, bedene girmez. Ahiretten de mektup gelmez. Hiç gidenler geri gelmedi. Ahiret ahvalini bize Kur’ân anlatır. Onun söylediklerine inanmamız yeterlidir. Ölümle bedenden ayrılan ruh, dünyada yaptığı işlerin sonuçlarıyla karşılaşır. İyi işler cennet bahçelerine, kötü işler de sahibini rahatsız eden çeşitli azaplara dönüşür. Ama bu azaplar kabirdeki cesede değil, bedenden ayrılan ruhadır. Ruh cesedinin yanında da başka yerlerde de bulunabilir.
Ruhun kabirde bedenin içine girmesi uydurmadır. Bu tür rivayetlerin aslı yoktur. Okuduğunuz o hurafe kitaplara inanmayın. Kendinizi perişan etmeyin. Ahiret ahvalini ancak Allah bilir. Ölenler kabre konduğundan, ölenin ruhuna yapılacak azap kabir azabı olarak anlatılır. Ama her ruha azap olmaz. Azap ancak kötü ruhlara olur. O da sürekli değildir. Allah hiçbir kulunu sürekli azap içinde tutmaz. Siz elinizden geldiğince ibadetlerinizi yapın, kafanızı hurafe kitaplara takmayın. Allah’a bağlanın, O’nu sevin. Allah, kendisini seveni sever, kendisine yöneleni doğru yola iletir.
İntihar büyük günahtır
SORU: Hayatına kendi eliyle son veren inançlı bir insan, süresiz olarak cehenneme mi yoksa cezasını çektikten sonra cennete mi gider?
CEVAP: İntihar eden kimse büyük günah işlemiştir. İnsanın başka bir canı öldürmeye hakkı olmadığı gibi kendi canına son vermeye de hakkı yoktur. Kur’ân, “Kendi canlarınızı öldürmeyiniz” buyurmaktadır. Başka birini öldürmek nasıl günah ise kendi canına kıymak da öyle günahtır ama kişi açıkça inkâr etmedikçe iman dairesinden çıkmaz. İntihar eden büyük günah işlemekle azaba uğrar ama her şey Allah’ın dilemesine bağlıdır. Allah dilerse kulunu affeder. Ama cezalandırsa da hak ettiği kadar cezalandırır. Sonunda yine kulunu affedip cennetine sokar. Hiçbir kul için sonsuzca azap diye bir ceza söz konusu olamaz. Ahiret cezasındaki amaç, kulun ruhunu günah kirlerinden arındırmaktır. Ebedi azapta ilahi hikmet yoktur. Yunus’un sık sık yinelediğim sözünü anımsamakta yarar var:
Hâşâ lillah senden ey Rabbül-enam
Sen temaşa kılasun ben hoş yanam.
(Ya Rabbi ben cayır cayır yanmamı seyretmen senin şanına yakışmaz. Sen merhametlilerin merhametlisi Rabbim, sen hâşâ kulunun cayır cayır yanmasını izlemekten hoşlanmazsın. Bu senin ululuğuna, merhametine yakışmaz.)
Allah, kendisini seveni sever
Haberin Devamı