* DÜNDEN DEVAM
Fena fillah (Allah’ta yok olma) mertebesinde zikreden zakirin uzuvlarında ve mafsallarında bir çeşit ağrı hasıl olur. Bu ağrı, birazcık yanmayla kalbinde de belirir. Fakat bunlar çok zevkli ağrılardır. Sırri zikre ulaşan kimsenin, haline güvenerek zikri azaltması tehlikelidir. Zira kalp penceresi tedricen (yavaş yavaş) açıldığı gibi tedricen de kapanarak büsbütün karanlıkta kalır: “Benim zikrimden yüz çeviren kimseye dar bir geçim vardır ve biz onu, kıyamet gününde kör olarak hasrederiz” (Tâhâ: 45/124).
Zikirle basireti açılan kimse, ledünni bilgilere vakıf olur. Eğer cezbe gelmezse o bilgilerle uğraşır durur. Ama Allah’ın lütfuyla cezbeye kapılanlar, vahdet denizinin dalgalarından ibaret olan ledünni bilgileri de bırakarak deryada kaybolup giderler.
Bütün ruhu dolmuştur
Zikir, dilden kalbe, oradan sırra geçer, bütün ruhu istila eder. Bunun alâmeti; zakir sustuğu zaman zikrullah’ın, iğne ucu gibi zakirin diline batırılmasıdır ve yüzünün tamamen dil kesilmesidir. Zikir ruhu sardıktan sonra artık Allah adını diliyle söylemeye lüzum yoktur. Çünkü onun bütün ruhu, bütün varlığı O’nu anmakla dolmuştur zaten.
İrfan yolunda yürüyen kimse üç konaktan geçer: Fena âlemi, cezbe âlemi, kabza âlemi. Fena âleminde lailahe illallah kelimesine devam eder. Cezbe âleminde Allah Allah diye zikreder. Kabza âleminde hu hu der. Çünkü lailahe illallah kalpleri açıcı, Allah ismi celili ruhları açıcı, hu ise sırları açıcıdır (İbrahim Hakkı, Marifetname: s. 336 ve devamı).
İslâm’ın temel prensibi
Elbette Allah’ı anmak en büyük ibadettir. Ancak Allah’ı anmak, işi gücü tamamen bırakıp dünyayı terk etmeyi gerektirmez. İslâm’ın temel prensibi, ruhla maddeyi, dünyayla ahireti beraber yürütmektir. Mümin Allah’a karşı vazifelerini yaptığı gibi dünyaya ait vazifelerini de aksatmadan yapacaktır. Ancak dünya işlerini yaparken Allah’ı daima hatırında tutacaktır. Kişinin Yüce Allah’ı hatırlaması, dünya işlerinde de kendisine büyük bir şevk verecek, işlerini başarıyla yürütmesini sağlayacak, onu daima saadet ve huzur içinde tutacaktır.
Allah’ı zikir (5)
Haberin Devamı