SORU: Geçenlerde televizyonda sizin de katıldığınız
Alevilikle ilgili tartışma programını izledim. Eğer Alevilik, sizin karşınızdaki kişinin bahsettiği şekildeyse bu tamamen Kur’ân yolundan sapmadır. Bu gibi Alevilerin sizin sözlerinizi anlayamayacak kadar sapkınlık içinde olduklarını düşünüyorum. Sünni-Alevi diye bir ayırımı nasıl yaparlar? İslâm tektir. Peygamberimiz nasıl uygulamışsa odur. Çocuklarımıza dini öğretmek kötü bir şey mi? Başka nereden öğrenecekler? Tarikatlar, cemaatler mi sahiplenecek
çocuklarımızı? Allah korkusu bulunmayan, dinini bilmeyen bir nesil yetişiyor, çok yazık. (Ferhan Tuncel)
CEVAP: Alevi olduğunu iddia eden bazı kişiler, düşünce ve inançlarını açık açık ortaya koymaya başladılar. Gerek o zat, gerek daha önce yine bir programda katıldığım birkaç unvanlı kişi inandıkları Ali’nin tarihi Ali olmadığını, aslında tarihi Ali’yi pek de sevmemeleri gerektiğini söyledi. İnandıkları Ali, hayallerinde yarattıkları yarı tanrı bir mittir. Ama ben geniş Alevi kitlesinin bu düşünce ve inançta olduklarına inanmıyorum.
Namazında niyazında olan Aleviler yanında Kur’ân’a inanan,
Peygamberimizi ve onun Ehl-i Beyti’ni gönülden seven Alevi
kardeşlerimiz vardır. Önemli olan Peygamber’e, Kur’ân’a bütün olarak inanmak, ayrıcalıktan uzak durmak, Allah’ın kullarını sevmek, mezhebi din haline getirmemektir. Hak varlığında kendi varlık bilincini yitirmiş, yani ölmeden önce ölmek sırrına ermiş olan kul, evrende ikilik değil,
sadece birlik görür. Sevgililer sevgilisi Tanrı, evrende türlü biçimlerde görünmekle birlikte asılda birdir.
Çoklukta birliği gören Yunus şöyle der:
Yetmiş iki milletün ayağın öpmek gerek
Yaramağ çün maşûka cümle millete bile.
(Sevgili’nin (Allah’ın) ve tüm ulusların hoşnutluğunu kazanmak ve yararlı olmak için yetmiş iki milletin ayağını öpmek, öylesine alçak gönüllü olmak gerektir.)
Yaranlar saladur kapu açıkdur
Bu kapuya gelen mahrum sürülmez.
(Herkes bu kapıya çağrılıdır. Bu kapıya gelen eli boş gönderilmez.)
Yunus bu tevhide gark oldı gitdi
Giru gelmekliğe aklı dirilmez.
(Yunus bu tevhit (birlik) denizinde boğulup gitti. Artık varlık bilincini kaybettiği için bu denizden çıkıp bireysel
düşüncesine geri dönemez.)
Yine Yunus insanları birlikte birliğe çağırır:
Lâ-şerikden okursun sonra şerik katarsun
Bire iki dimegi kimden fetva dutarsun.
(Allah’ın ortağı olmadığını okursun, ardından da O’na ortak katarsın. Kimden fetva alıp da bire iki diyebiliyorsun?)
Dinü iman bünyadı toğrulıkla gerçeklik Ol tamam olmayıcak neyile din çatarsun.
(Dinin imanın temeli doğruluktur. Bunlar tam olmayınca neyle din binasını yapacaksın?)
Alevilik tartışması (1)
Haberin Devamı