Geçtiğimiz hafta kar altında güzel olacağından emin olduğum Safranbolu’ya gitmeye karar verdim ve ne kadar haklı olduğumu gördüm. Aslında 4 mevsim gidilebilecek ve keyifle gezilen Safranbolu’ya giderken bu kez yalnız da değildim. Safari organizasyonlarıma katılan değerli dostlarım Süheyla ve Rauf Kunt da bana katıldılar. İlk kez Safranbolu ile tanışan dostlarımın bu karşılaşmadan duyduğu memnuniyet dönüşte yüzlerinden okunuyordu.
Safranbolu bir sayfalık yazı ile anlatılamayacak kadar zengin bir yer ama bizim orada yapmaktan en keyif aldığımız şeyleri hemen sıralamak ve sizlere de önermek istiyorum. Sizler de Sedventure’ı arayarak kendinize özel bir Safranbolu seyahati organize edilmesini isteyebilir ve bu detayları programınıza ekleterek aynı keyfi yaşayabilirsiniz. Evet neler yaptığımızı özetliyorum hemen. Yenilenen yollar ve hafta içi gitmenin rahatlığı birleşince İstanbul’dan 4 saatlik bir yolculuk ile Safranbolu’da konaklayacağımız Gülevi konağına ulaştık. Gül ve İbrahim Canbulat’ın ortak katkıları ile ortaya 3 güzel konak çıkmış. Merkezde yer alan Gülevi’ne yerleşip hemen birkaç adım mesafedeki çarşıya daldık. Güler yüzlü ve konuksever Safranbolu esnafının bitip tükenmek bilmeyen ikramları arasında çarşıyı gezdik. Safranlı lokum yedik, çay sohbetleri yaptık. Tüm çarşı içinde fotoğraf çekmemiz için bize özel olarak poz veren demirci Kazım ustanın atölyesi en çok zaman geçirdiğimiz yer oldu ve onun renkli kişiliği, çektiğimiz fotoğraflara da yansıdı. Kazım usta’sız Safranbolu olmaz, mutlaka ziyaret edin derim. Safranbolu’ya gidip Havuzlu Konak’ta yemek yemeden dönülmez. Abdi beyin mükemmel sunumu ve konağın üst katında yer alan, içinde 15 ton su bulunan havuzun başında yemeğin lezzeti kadar, atmosferin etkisi bizi büyüledi. Ertesi gün havuzlu Asmazlar konağı ilk durağımızdı. Unutmayın 2 konak var.
Biri restorasyon görmüş, diğeri ise içinde yaşanan bir konak. Birinde havuz başında salep içerek keyif yapabilir diğerinde ise böylesi bir yerde yaşamanın olumlu ve olumsuz ayrıcalığını hissedebilirsiniz. Her ikisini de görmelisiniz. Diğer bir akşam yemeği önerimde Safran Konak restoranı olacak. Mekan, hizmet ve lezzet mükemmel. Üstelik çok yakındaki Amasra’dan gelen taze balıkların da tadına bakmak mümkün. Yemeğin ardından eski bir Rum evi olan Adalar Café’ye gidip müthiş bir Safranbolu manzarası eşliğinde bir şeyler içmenizi kesinlikle öneririm. Dedim ya Safranbolu ve sevgili dostlarım ile orada yaşadıklarımız buraya sığmaz. Ben sadece birkaçını özellikle önermek istedim. Arayın Sedventure’ı Safranbolu ile baş başa kalın…
Dünya kültür mirası
Safranbolu aslında tam bir müze kent. Kültür varlıkları olduğu gibi korunuyor. 1994 yılında UNESCO’nun Türkiye’de İstanbul tarihi yarımada ile birlikte “Dünya Kültür Mirası Listesi”ne kabul edilen ikinci kent. Sokak aralarında karşımıza çıkan görüntüler fotoğraf meraklılarını buraya çekecek türden. Safranbolu denilince insanın aklına hemen lokum ve safran geliyor doğal olarak. Lokum almak için meydandaki Safrantat’a uğruyoruz. Safranlı lokumun tadına da bakıyoruz birllikte. Ve sonra bizi kentin en iyi aktarına götürüyor. Orada Safran’ın insan sağlığına yararlarını öğreniyoruz. 5 gram ve demlenmiş safrandan 120 bardak çay çıkabileceğini söylüyorlar. Safran insanın hücrelerini yeniliyormuş. Bu çok önemli tabii ki. Ve gramı 15 lira civarında unutmayın.
Gülevi
Gülevi Safranbolu, konaklama değil bir yaşatarak yaşama projesi olarak ortaya çıkmış. Proje, bugün UNESCO Dünya Miras Listesinde bulunan Safranbolu'da 18’nci yüzyılda gelişen yaşam zenginliği ve duyarlığın günümüzde de yaşatılması amacıyla başlatıldı. Gülevi Safranbolu, Gül ve İbrahim Canbulat'ın ortak katılım ve katkılarıyla gelişmiş. Çift, 2001 yılında İstanbul'dan gelip Safranbolu'ya yerleşmiş. Gülevi Safranbolu projesi 2003 yılında, Safranbolu'da hızla gelişen kültür turizmi bağlamında örnek bir yaşatarak yaşama projesi olarak ortaya çıkmış.
Akşam yemeği Havuzlu Köşk’te
Safranbolu’da yemek için mutlaka birçok seçenek vardır ama ben Abdi Dayan beyin sahibi olduğu Havuzlu Köşk’ü merak ediyorum. 300 yıllık bir geçmişi olan bu köşkün ikinci katında derinliği 1.5 metre olan bir havuz var. Yemeğinizi bu salonda yiyorsunuz. Abdi bey bize kebap çeşitlerinden oluşan bir ana yemek ve yanında zeytinyağlı tabakları hazırlatıyor. Bir gün içinde harika insanlar ve mekanlarla tanışmanın mutluluğu ile konağa dönüyoruz. Konakta gece nasılsa uzun olacak...
Havuzlu köşkteki atmosfere bayıldık. İkinci kattaki salonun ortasında bulunan 1,5 metre derinlikteki devasa havuza akan suyun dinlendirici sesi eşliğinde yediğimiz et ve kebap çeşitleri unutulmazdı. Mekan sahibi Abdi beyin samimi ilgisi de buna eklenince eşsiz bir akşam geçirdik.
Havuzlu Köşk Abdi Dayan Tel: 03707252168
Lokum
Safranbolu lokumu turizmin de katkıları ile gelişmiş ve güzelleşmiş. Bu tür tatlıları pek sevmeyen biri olarak ben bayıldığıma göre siz de seveceksiniz. Almasanız bile tatmanızı tavsiye ederim. Beklentinizi aşacak güzellikte.
İklimi
En sıcak aylar : Temmuz, Ağustos ayları ortalama 40 derece
En soğuk aylar : Ocak, Şubat, Mart (Ortalama minimum sıcaklık 10° C).
Bunları Yapmadan Dönme!
Sofa ve sekilerine oda ilave edilerek dokusu bozulmamış, tarihe tanıklık etmiş, anılarla dolu, hepsinden önemlisi kent kültürü almış bir ailenin kültürünü sunmaya çalıştığı ve kültür varlığı olarak tescilli konaklarından birinde kendini tanıma yolculuğuna çıkmadan,
Sabah kahvaltısında yöresel ürünlerden yapılmış reçeller, su böreği eşliğinde yada geleneksel taş fırında, kavrulmuş kıyma , soğan, taze ıspanak (ıspanak yoksa pazı) ile yapılan bükmeli , tarhana çorbalı kallavi bir kahvaltı yapmadan,
Şehrin hemen yanı başındaki beş tepelerin en uzaktakinden başlayıp en yakınına kadar olanının üzerindeki parkurda 3-4 saatlik kolay bir yürüyüşle 40-50 milyon yıllık deniz canlıları ve yumuşakçalara ait fosil kalıntılarını görüp, incelemeden,
Kent tarihi müzesi, Cezaevi, Saat Kulesinin yer aldığı Kale ve Hıdırlık tepesine çıkıp kenti seyre dalmadan,
Ortodoks Türk olduklarını ifade ederek Mübadelede Safranbolu’da yaşamaya devam etmek isteyen 2749 Rum vatandaşların yoğun olarak yaşadığı, görkemli taş konakların, hamamların bulunduğu Kıranköy semtini gezip, Adalar gayfe de bir kahve içimi soluklanıp Gümüş Kanyonu, Göztepe Tümülüs, Kale ve Çarşı manzarasını kuşbakışı seyretmeden,
Amasra’da Antik Limana karşı gün batımında balık salata yemenin keyfini çıkarmadan,
Jeep safari ile Sarıçiçek Yaylasının zirvesine çıkıp ufkun açık olduğu bir havada Karadeniz’i görmeden,
Karabük İline 20 km uzaklıktaki Tropik bölgeler dışında dünyada pek az ormanda görülebilecek kadar ağaç türünü barındıran ormanları ve ağaç müzesi görünümündeki Göktepe Tabiat Parkı (arbeotrum), 2009 yılında açılan 21 tane yürüyüş parkurundan birinde yürümeden. Şeker kanyonu, kemer köprüleri, tünelleri ve alabalık çiftlikleriyle Yenice ilçesinin doğal güzelliklerini keşfetmeden http://www.yenice.gov.tr/, Sonbahar fotoğrafları çekmeden,
Dönmeyin,
KİŞİYE ÖZEL TURLAR İÇİN - SEDVENTURE - 0212 230 03 36
HALKA AÇIK TURLAR İÇİN - SETUR - 0216 444 0 738
Safranbolu ile baş başa bir tatil
Haberin Devamı