Güzel bir hafta sonu kaçamağı Bursa ve Gölyazı

Hafta sonu kaçamağı

Haberin Devamı

Bu hafta sonu İstanbul’dan fazla uzaklaşmadan keyifli vakit geçirmek istedim. Pendik’ten İDO’nun feribotlarına binerek Yalova’ya geçtikten sonra, rahat bir sürüşle Bursa’ya ulaştım. İnternette yaptığım araştırma sonucunda Bursa’da küçük ve sevimli bir butik otel bulmuştum. Bursa’ya ulaştıktan birkaç dakika sonra hemen Uludağ yolunun başında Tophane semtinde bulunan Kitap Evi Butik Otel’e ulaştım. Eski konak, kitap evi olarak geçirdiği geçmişinin ardından son derece güzel restore edilmiş ve şık, konforlu bir butik otele dönüştürülmüş. Otel görevlileri beni kapıda güleryüzle karşıladı ve Bursa manzaralı odama yerleştim. Size biraz otelden bahsetmek istiyorum; 2009 yılından bu yana Bursa’nın Tophane semtinde otel olarak hizmet veren Kitap Evi Butik Otel, aslında bir zamanlar konakmış. Geçirdiği büyük yangın sonrasında, aslına uygun olarak restore edilmiş. Otelin farklı tarzlarla döşenmiş, 13 odası var. Oda isimleri ise konağın konum ve işlevlerine göre belirlenmiş. Örneğin, çatı suitinde bulunan, gül bahçesi olarak düzenlenmiş terastan eşsiz şehir manzarası, şömineli suitten bahçe ve Bursa sokakları izlenebiliyor. Ayaklı bir küvetin bulunduğu cumba suiti ise Ulucami ve Yeşil Türbe manzarasına sahip. Kitap Evi Butik Otel, Bursa’daki Osmanlı sivil mimarisinin en iyi örneklerinden biri denilebilir. Otel, antik kent surlarının ana kapılarından olan Saltanat Kapısı’nın yanında, şehir merkezinde yer alıyor. Otele yürüme mesafesinde Ulu Cami, Kapalı Çarşı ve tarihi Hanlar bölgesini bulacaksınız. Kitap Evi Butik Otel’in restoranı da özenle dekore edilmiş çok sıcak bir atmosfere sahip. Mönüsünden denediğim tüm yemeklerden ve servisten son derece memnun kaldım.

Kitap Evi Butik Otel’de ne yiyebilirsiniz?

Sadece otel konuklarına değil, herkese açık olan restoran kışın şömine başında, yazın iğde kokan bahçesinde 12 yıldır şehrin hâlâ en seçkin mekanlarından biri olarak kabul ediliyor. Özel peynir tabağı ve bademli piliçli ılık salata ile başlayan yemek, peynirli cevizli erişte ve dana külbastı ile devam ediyor. Tatlı olarak da orman meyveli turta denenebilir. Restoranın açıldığı bahçe yüksek duvarların arasında iğde, manolya, ıhlamur ağaçları, sardunya ve güllerle donatılmış gibi... Bu şahane yemek sonrasında şöminenin karşısında kitabımı okuyarak geceyi sonlandırdım. Ve harika bir akşam yemeğinin ardından mutlu bir şekilde uykuya daldım, çünkü sabah erkenden kalkıp Gölyazı’ya gidecektim.

Gölyazı’ya ulaşım:
Bursa’dan İzmir istikametine giderken Uluabat Gölü’nü gördükten 5 km kadar sonra Gölyazı tabelası görülüyor. Bu tabelayı gördükten sonra sola dönerek zeytin ağaçlarıyla çevrili güzel bir yoldan 5 km gidildiğinde Gölyazı köyü’nün girişine ulaşılıyor. İzmir tarafından Bursa istikametine gidenlerin ise gölü gördükten 25-30 km sonra tabelaları takip ederek sağa girmeleri gerekir.

Kitapevi Butik Otel: Kavaklı Mah. Burç üstü No: 21 Tophane / Bursa
Tel: 0224 225 41 60 www.kitapevi.com.tr E-mail: kitapevi@kitapevi.com

Gölyazı’da huzurlu bir gün

Bir fotoğrafçı olarak benim için Gölyazı’nın görsel anlamda ne kadar etkileyici olduğunun bir kanıtı da, konusu doğa olan her fotoğraf yarışmasında, ödül alan fotoğraflardan birinin Gölyazı’da çekilmiş olmasıdır. Özellikle sabahları göl üzerinde oluşan sis, gölün içerisinden çıkmış olan ağaçların üzerine indiğinde gerçekten büyüleyici bir görüntü oluşuyor. Benim için böylesine bir önemi olan Gölyazı, Bursa İzmir karayolunda Uluabat Gölü (Apollont gölü) kıyısında küçük bir yarımada üzerinde kurulmuş bir yerleşim. Tarihi ise Roma dönemine kadar gidiyor. Kurtuluş Savaşı’na kadar Rumların yaşadığı köyde, günümüzde Selanik’ten mübadele yolu ile gelmiş Türkler yaşıyor. Köyde yaşı 250’yi geçmiş Rum evleri, 700 yaşını çoktan aşmış anıt ağaç, Ağlayan Çınar var. Bugün köyün geçim kaynağı balıkçılık ve zeytincilik. Göl, organik madde bakımından zengin olduğu için 21 tür balık ve kerevit yetiştiği söyleniyor. Ve burada kadın ile erkekler birlikte balık tutmaya çıkıyor. Her tarafta balık ağlarını onaran kadınları, erkekleri görüyorsunuz ve bu insanların hepsi gerçekten misafirperver. Hepsi sizi merhaba diyerek karşılıyor. Ben denemedim ama Gölyazı’da göl kenarında pek çok küçük balık lokantası bulunuyor. Ayrıca gölde balıkçı tekneleriyle ada turu da yapabilirsiniz. Adanın çevresinde sular çekilince kökleri meydana çıkan söğüt ağaçları, sur yıkıntıları var. Adadan muhteşem bir günbatımı manzarası izlemek mümkün. Bunun için Zambak tepesi en uygun mekan olarak tavsiye ediliyor. Uluabat Gölü, göçmen kuşlar için doğal bir kuş cenneti. Yavrulama döneminde Manyas Gölü’nde konaklayan kuşlar, balıkların bolluğu nedeniyle beslenmek için Gölyazı’ya geliyor. Özellikle ilkbaharda kuş ve kurbağa sesleri tüm Gölyazı’yı kaplıyormuş.

700 yaşını aşmış Ağlayan Çınar

Gölyazı’nın en önemli yerlerinden biri de anıt ağaç Ağlayan Çınar. Biyolog Mehmet Okatan’ın büyük uğraşı sonunda uluslararası anıt ağaç işaretini üzerinde taşıyan “Ağlayan Çınar“ tabelasına dikkatle bakın. Çünkü bu çınar ağacı 700 yılı aşkındır orada. Ve tam 400 metrekarelik gölgesi bulunuyor.

DİĞER YENİ YAZILAR