Doğal güzelliklerinin yanı sıra tarih, kültür ve sanatın içinize kadar işleyeceği meşhur St. Petersburg, bu mevsimde bir başka güzel oluyor. Nisan ayından itibaren rahatlıkla tatil için ziyaret edilebilirsiniz.
eva Nehri’nin Finlandiya Körfezi’yle buluştuğu ve burada bir delta oluşturduğu yer, bundan yalnızca 300 yıl önce, oldukça geniş, ıslah olmaz bir bataklıkken “Deli Petro” veya Avrupalılarca “Büyük Petro” olarak bilinen I. Petro, unvanına yaraşır bir düş kurar. Görüp de hayran kaldığı Avrupa kültürü ve elbette biraz Amsterdam, biraz Venedik; yani kanallar, köprülerle birbirine bağlanmış bir şehir, bu düşün en güzel süsleridir. Ama düşlemek yetmez Petro’ya; buyurganlığı ve ısrarıyla çalışmalar başlar, bataklık kurutulur ve yenitemellerin atılmasıyla St. Petersburg kurulur: Yoktan var edilen bir başkent! Hâl böyle olunca da Rusların; ama en fazla da I. Petro’nun Avrupa’daki şehirlere denk güzellikte bir şehir yaratma düşünün karşılığıdır, St. Petersburg. Dolayısıyla kelimenin tam anlamıyla bir düşler şehridir; düşlerin gerçeğe dönüştüğü; mutlaka görülmesi gereken bir şehir. Ayırdığınız zamanın asla yetmeyeceği; gezmekle bitiremeyeceğiniz; ama bir kere dahi görseniz aklınızdan hiç silemeyeceğiniz; doğal güzelliklerinin yanı sıra tarih, kültür ve sanatın içinize kadar işleyeceği St. Petersburg, bence dünyada görmekten mutluluk ve hayranlık duyacağınız birkaç şehirden biri.
İstanbul Atatürk Havalimanı’ndan St. Petersburg’ta bulunan Pulkovo Havalimanı’na, THY tarafından haftanın beş günü direkt sefer düzenleniyor. Konaklamak için St. Petersburg’un en işlek kısmı olan Nevski Bulvarı ve çevresi, biraz daha pahalı; ama oldukça keyifli. Bulvardan uzaklaştıkça daha ekonomik seçenekler de bulunuyor ve şehir içi ulaşım oldukça gelişmiş olduğundan rahatlıkla bu seçenekleri de değerlendirebilirsiniz.
Kuzeyin Venedik’i...
- İrili ufaklı adalar üzerine kurulan St. Petersburg’ta bugün 42 ada bulunurken 1800’lerde bu sayı 150’den fazlaymış.
- Oldukça sulak olan şehirde, toplam 93 nehir, dere, kanal ve 100’den fazla göl var.
- Nehir ve kanallarla ayrılan bu kısımlar ise tam 342 köprü birbirine bağlanıyor ve haklı olarak St. Petersburg, “Kuzeyin Venedik’i” unvanını fazlasıyla hak ediyor.
- St. Petersburg’ta gün uzunluğu mevsimsel değişiklik gösteriyor. Kışın 5-6 saat içinde güneş doğup batarken yazın “Beyaz Geceler” olarak da bilinen dönemde hava hiç kararmıyor.
- St. Petersburg’ta yaklaşık 8 bin mimari, tarihî ve kültürel eser bulunuyor.
- Şehirde bulunan 221 müzeden biri ve en görkemlisi olan Ermitaj, 3 milyonluk koleksiyonuyla aynı zamanda dünyanın da en büyük müzesi.
- Her köşesi doğal ve kültürel güzelliklerle bezeli St. Petersburg, 1990’dan beri UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde bulunuyor.
Vakit yetmiyor…
Seyahat planınızda olmasını tavsiye edeceğim birkaç yer:
Ermitaj Müzesi: Çarlık döneminde kışlık saray olarak kullanılan ve Neva Nehri kıyısında bulunan müzenin 3 milyonluk koleksiyonun en değerli kısmını 15 bin civarındaki tablo oluşturuyor. Aralarında Leonarda da Vinci, Raphael, Rembrandt, Goya, Michelangelo, Van Gogh, Renoir, Picasso gibi dehaların eserlerinin yer aldığı Ermitaj, dünyanın en büyük ve en değerli resim koleksiyonuna sahip. Çarşamba ve cuma günleri 21.00’e kadar açık olan müze, diğer günler18.00’de kapanıyor.
Rus Devlet Müzesi: Mikhailovsky Sarayı olarak inşa edilip ardından müzeye çevrilen Rus Devlet Müzesi, Rus Neoklasik üsluba sahip az sayıda yapıdan biri.
Nasıl Gidilir: Web: https://www.tavport.com
Tel: 0850 200 70 50 Email: outgoing@tav.aero