Başarıyı kafamıza taktık, zorluklar çektik ama şampiyon olduk!

Koç: Şu an dünyanın en mutlu insanıyım

Haberin Devamı

Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Koç’un da pilotu olduğu F3J Termal Planör Milli takımımız Slovenya"nın Bovec şehrinde 2011 Avrupa Takım Şampiyonu oldu. Yıllardır planör pilotluğu ile profesyonel anlamda ilgilen ünlü
iş adamı, aynı zamanda bu sporun Türkiye’de tanınmasını sağlayan öncü isimlerden biri... Yarışmalar sonucunda arkadaşlarıyla
birlikte kürsüde Milli
Marşımızı okutan Koç, planör hobisini anlattı.

* Bu spora başlarken sizi ne cezp etti?

Çok küçük yaşlardan beri uçaklara meraklıydım. Daha çok serbest uçuş, uçaklar, lastikli, pervaneli modeller derken planöre merak saldım ve Amerika’da üniversitede bu işe başlamaya karar verdim. Washington’da kulübe gittim uçanlarla tanıştık, sene 1981’di. Oradaki arkadaşlarla başladım ama model yapmam ve uçuşlarım çok daha geriye gidiyor. 67-68-70’ler gibi...

* Türkiye’de model planörün yanı sıra golf ve binicilik hobinizle de tanınıyorsunuz ama planörcülükte diğer hobilerinize göre daha iddialı, rekabetçi bir grafik çiziyorsunuz. Daha mı çok keyif alıyorsunuz planörden?

Belirli bir seviyede bir işi yapmak istediğinizde oraya odaklanmanız lazım. Binicilik çok meşakkatli bir iş, bir de 90’lı senelerin başında ayak bileğimden bir sakatlık geçirdim ve bir süre ara vermek zorunda kaldım. Sonra geriye dönmek zor oldu. Müsabaka seviyesinde bu işi vakit olarak da yapamayacağımı anlayınca maalesef koptum. Atları hâlâ çok severim ama binicilik bir hayat tarzı çok vakit harcamak lazım. Yeteri kadar vakit ayıramayacağımı anlayınca bıraktım.

* Ya golf hobiniz?

Golf de bir hayat tarzı. Golfün bir özelliği var, sağlığınız el verdiği müddetçe 70-80 yaşına kadar yapabilirsiniz. Seyahatlerde aileyle birlikte yapabileceğiniz çok asil bir spor. Sağlığım el verdiği sürece yapmayı istiyorum. Ayrıca çok enteresan insanlar tanıyorsunuz. İş bağlantıları kurmada da yardımcı oluyor. Uçuş ise bambaşka bir şey, yelkenle de paralellik kurabiliriz. Ben yelkene de çok meraklıyım. Planörde de tıpkı yelkende olduğu gibi herkes birbirine yardım etmek, bir arada olmak zorunda... Tabiatla mücadele, doğayı kullanma, sessizlik, doğaya olan saygı, elegans, estetik bunların hepsini topladığınız zaman planör benim gönlüme taht kurmuş bir spor. Gönül isterdi ki öyle bir ülkede yaşayalım, normal planörle uçalım ama Türkiye’de böyle bir şey maalesef zor, o da çok vakit istiyor.

“Devletten lisansın dışında bir şey istemiyoruz”

* İstanbul model planör kurucuları arasında yer alarak Türkiye’de model planör sporunu başlatan kişilerin arasındasınız. Hiç bilinmeyen böyle bir sporu Türkiye’de yaygınlaştırmanın zorlukları nelerdir?

Çok uzun zamandır yapılıyor. Yaygın değil, yeteri kadar hakkı verilmemiş. Bürokrasi ve devlet kontrolü maalesef her şeyde olduğu gibi burada da var. Ama dünyada baktığınızda da bir sürü sporda bazı ülkelerde bir kişi bu işin başını çekiyor. Kafayı takıp sistematik bir şekilde bu işi yaparsanız başarıya ulaşabiliyorsunuz. Biz bunun en iyi örneklerinden biriyiz. Çok zorluklar çektik. Şimdi bunu kendi başımıza yapıyoruz, devletten çok fazla bir şey istemiyoruz, lisansın dışında... Onların da tabii imkânları mahdut. Desteklemeseler bile en azından engel olmuyorlar. Bize yol açıyorlar, o bile bir şey. Herhangi bir şekilde tenkitte bulunmak istemem ama birinin başı çekmesi lazımdı, ben de bunu yaptım.

* Türkiye’de yaygınlaşır mı planörcülük?

Yaygınlaşması için planlı, sistematik bir program yapmak lazım. Almanya ve Amerika’nın dışında bütün ülkelerde genelde bu problem var. İngiltere, Fransa, İtalya, Avustralya, Kanada, Güney Afrika, Doğu Avrupa ülkeler bile junior yetiştirmede zorlanıyor. Bir sürü engeller var; maddi imkânsızlıklar; vakit ve okul... Çocukların belli bir hevesle bu işi yapmaları, 16-17 yaşa kadar sonra başka şeylere odaklanmaları... Okulun dışında hayat tarzlarının değişmesi, kızların, arkadaşların devreye girmesi... Fakat hakikaten sevenlerin çoğu da geri dönüyor bu işe ama çok mahdut. Yelkenli olsun, araba olsun kırma şansınız çok az, para ona göre harcanıyor. Burada eğer doğru başlamazsanız, 1-2 kırımdan sonra hem demoralize oluyorsunuz hem de maddi imkanlar da bir sürü insanı zorluyor. Bir dezavantajımız var ama elimizden gelen her şeyi yapacağız. Bu kadar büyük bir ülkede en azından bu işi yapabilecek 10 çocuk yetiştirebileceğimize inanıyorum.

“Planör uçurmak insanı yelken yapmak kadar dinlendiriyor”

* Bu sporun sizin için keyifli yanı ne? Golf için biriyle “2 saat golf oynayın 20 yıllık filmini çekersin” demiştiniz. Bu sporun bu anlamda bir özelliği var mı?

Hayır, golf gibi değil ama özelliği su altına dalmak gibi diyebilirim. İnsanı çok dinlendiren bir şey. Bir hafta sonu çıkıp hiçbir gaye olmadan uçtuğunuz zaman yarım saat yelken yapmış gibi insanı dinlendiriyor.

* Türkiye’de model planör üretimi konusunda 2 girişimciye açık destek verdiniz Murat Esibatır, Phillip Kolb... Nedir bu ikiliyi önemli kılan?

Birincisi bu spora verdikleri gönülden destek ve önem, ikincisi de profesyonellikleri ve ciddiyetleri... Bunun da meyvelerini zaten şimdi alıyoruz.

* Planörü seçerken nelere dikkat edilmeli? Bir röportajınızda “Planörle ata biner gibi bütünleşmek lazım” demiştiniz bunu biraz açabilir miyiz?

Planörün sağlam ve hafif olması lazım, bazı hataları tölare edebilmeli...

Kızım Esra kabiliyetli ama aramızda bir rekabet yok

* Kızınız Esra’ya bu hobiyi aşılamanız nasıl oldu? Aranızda rekabet var mı?

Kabiliyetli. Aramızda bir rekabet yok. 2 sene önce Ankara-Gölbaşı’nda yapılan şampiyonada aynı grupta uçuyorduk, beni fly-off’un dışında bıraktı ama maalesef şimdi yaşı itibariyle dikkati başka yere çekiyor.
O yüzden kendisini hiçbir şekilde zorlamadım. Bir gün geri gelebilir. Gelirse ne alâ...

* Kürsüye çıkıp Milli Marş okunurken neler hissettiniz? Bu sporu fazla tanımayan okuyucuların öğrenmesi açısından milli takımımızın kazandığı bu Avrupa Şampiyonası’nın anlamı nedir?

Kürsüye çıkıp Milli Marşı dinlerken neler hissettiğime söylememe gerek yok, dünyanın en mutlu insanıydım. Bizim için çok gurur vericiydi. Kürsüde Murat Esibatır, Eser Kişmir, Serdar Cümbüş takım menajeri olarak ekip şefi ve ben vardık. Türk modelcilik tarihindeki, hatta havacılık tarihindeki en büyük başarıdır.

“Amacımız 10 dakika havada kalıp hedefe inebilmek”

* Bu sporu hiç bilmeyenler için kısaca tanımlayabilir misiniz? Yarışmacıların temel amacı nedir?
Bir kere çok geniş bir aile atmosferi yaratılıyor. Herkes birbirini tanıyor. 10 yıl önce 3-4 yaşında olan bir çocuk şimdi sizinle beraber uçmaya başlıyor. Çadırlar yan yana. Normalde hiç görmeyeceğiniz bir sürü insanla bu hobide yaş farkı gözetmeksizin birlikte olabiliyorsunuz. O bence büyük bir avantaj, büyük bir nimet. Bizim sınıfımızın amacı da 10 dakika havada kalıp hedefe inmek, havayı iyi okuyabilmek ve ona göre de iyi puan almak.

* Model planör sporu zor mudur? Başarılı olmak için hangi faktörleri iyi bilmek gerekir? Siz nasıl ve kaç yılda ustalaştınız?

Zor... Şöyle zor, her uğraş gibi belirli çok çalışmanız lazım. Teknoloji, tecrübe, beceri çok hızlı ilerliyor. Teknoloji ilerledikçe performans da artıyor, o yüzden marjlar çok daralıyor. Hakikaten çok çalışmanız lazım. Ben bu çalışma temposuna rağmen çok çalışarak usta olmayı başardım. Vaktim az olduğu halde, 2 saatim varsa onu bile disiplinli çalışarak geçirdim. Benim çalıştığım tempoda herhalde 4-5 senede iyi bir antrenörle usta olunabilir.

* Antrenman için haftada ne kadar süre ayırabiliyorsunuz?

Haftada 2-3 gün... Bazı zamanlar 2-3 hafta hiç uçamıyoruz.

DİĞER YENİ YAZILAR