Sansür geni bizim DNA’mızda var.. En demokrattan daha demokrat geçinenlerin bile “Ama..” diye başlayan bir cümle kuramadığı ortamların çocuklarıyız..
Kurtuluş Savaşı içinde yaşanan Çerkez Ethem Vak’ası üzerinden 90 yıl, hatta biraz daha fazlası geçmiş..
Duyuyoruz ki Genelkurmay’ın internet sitesinde dönemi anlatan fotoğrafların içinde Çerkez Ethem’e ait olanlar sansür edilmiş..
Mustafa Kemal,Yozgat’taki isyanı bastıran Ethem Bey ve fedaileri ile fotoğraf çektirmiş..
Ortada Mustafa Kemal Paşa.. Hemen sol başında Çerkez Ethem.. Etraflarında her iki adamın da kişisel fedaileri..
Niye fedailer, derseniz sebebi var..
Çünkü ikisi de kişisel olarak birbirinden hazzetmiyor.. İkisi de karşısındakinden kuşku duyuyor.. Canlarını birbirlerine emanet edemiyorlar..
Fotoğrafa bakıyorum.. İkisi de “yakası kürklü..” birer sako giymiş..
Mustafa Kemal Paşa kürke pek meraklı.. O vakitler “hayvan yandaşları..” örgütlü olmadığından Paşa’yı kürklü sakosuyla gazeteye basıp, kınayamıyorlar..
Çerkez Ethem daha uzun..
Üstelik boyu, paşamızın boyu gibi tartışmalı değil.. Resmen bir seksenin üzerinde.. Sakosunun yakasındaki kürk bir karıştan fazla enli ve gri tonda..
O dönem çekilmiş Çerkez Ethem’li fotoğraflardan hangisine bakarsanız bakın, Çerkez Ethem’i o yakası gri kürklü sakosundan bile tanırsınız..
Resim altı yazısına gerek yok yani..
İhanet var mı?
Ethem Bey’in Kurtuluş Savaşı içindeki hikâyesi trajiktir.. Çok görkemli başlayan serüveni, acıklı bitmiştir..
Mustafa Kemal ile karşılıklı güvensizlikleri sonunda önce Yunanlıların yanına sonra da Arap illerine savrulmuştur..
Anadolu ordusunun daha örgütlenmediği aylarda eldeki tek dayanak Ethem Bey’in sayıca beş binin üzerindeki süvarileridir..
Her biri kıyıcı birer silahşor olan bu adamlar, hem içerideki isyanlara yetişirler hem de Yunan askeri ile kapışırlar..
Resmi tarih yazmaz..
Sakarya Savaşı’nda ordunun neden nehrin bir yakasına çekilip, tuttuğu bu mevzide yirmi iki gün savunma savaşı yaptığını anlatmaz..
“Mustafa Kemal ve Fevzi Paşalar orduyu Sakarya çevresinde toparlayıp Yunan’ı durdurdular..” der de o noktaya nasıl gelindiğini es geçer..
Kütahya-Altıntaş Savaşı bizim resmi tarihe göre yoktur.. Doksan bin kişilik ordumuz İsmet Paşa yönetiminde Yunan karşısında bozguna uğramamıştır..
Mustafa Kemal Paşa ile Fevzi Paşa, Ankara’dan koşturup cepheye gelerek, elde kalan askeri Sakarya’da toparlamamıştır..
Falih Rıfkı, paşaların karargâhı devraldıkları anı “İsmet Paşa kurşuna dizilmeyi bekler gibiydi..” diye anlatır..
Biz o savaştan sonrasını sanki ordumuzun canı ayaklarını Sakarya’da suya sokmak istemişler de o yüzden orada toplanmışlar gibi okuduk..
Ah o resmi tarih ah!
Futbolun golsüz beraberliği gibi geçen küçük bir çatışmayı “Birinci İnönü Zaferi” diye kayıtlara geçen resmi tarih..
O savaşta iki tarafın ölü sayısı, Genelkurmay Tarih Dairesi’nin rakamlarına göre yüzü ancak geçiyordu..
Gediz Savaşı
Öte yandan Gediz Savaşı’nda Yunan’a atılan ilk askeri tokat yok sayıldı..
Kayıplar, katılan kuvvetler ve sonuçları ile iki İnönü savaşından daha büyük bir zaferdi.. Hiç yapılmamış kabul edildi..
Anadolu içlerine doğru ilerleyen Yunan Ordusu, canı istediğinden geri dönmüş gibi oldu.. Çünkü o savaşta bizim kuvvetleri Ethem Bey yönetiyordu..
Bir insan hem hain hem kahraman olur muydu?
Genelkurmay’ın internet sitesinde Çerkez Ethem ile Mustafa Kemal’i yan yana gösteren fotoğrafa “kaldırılmadan” yetişirseniz bakın..
Ethem Bey’in yüzü rötuşla tanınmaz hâle getirilmiş..
Niye sadece onun yüzü, denmesin diye adamlarının sıfatı da tahrif edilmiş..
Hangi kafa böyle uygun gördü, hangi kafa emir verdi.. Hangi kafalar “münasiptir” mealinde sallandı bilemem..
Sonuç bu..
Genelkurmay, Çerkez Ethem Bey fiziki olarak nasıl bir adammış; bilinsin, tanınsın istemiyor.. O kadar..
Çerkez Ethem yasal düzenleme ile “hain-i vatan” ilân edildi..
İki kardeşinin milletvekili olarak görev yaptığı Birinci Meclis tarafından..
“Hain miydi değil miydi?” müzakereleri üç gün sürdü.. Haindi diyen taraf “iki oy farkıyla” kazandı..
Aynı günlerde milletvekili maaşlarına zam yapılacağı söylentisi kulislerde dolaşıyordu..
Çerkez Ethem, Meclis’e yazdığı bir mektupla “Hayatlarında üç yüz lirayı bir arada görmemiş insanlar, verdikleri oylarla, maaş zammı için beni hain yaptılar..” dedi, çekti gitti..
Savaş içinde çekilmiş fotoğraflarını hatıra bırakarak..