Yüz metreyi kaç saniyede koşarsınız?

Haberin Devamı


“Yüz metreyi on dokuz saniyede koşacak olan insanlar buraya toplansın” desem, üç milyar insan çıkar bu mesafeyi bu sürede koşacak...

Ama “yüz metre dokuz saniyede koşulacak” desem, üç milyar insanın sayısı bir anda yüze düşer...

Hayat, genelde on dokuz saniyede koşulan yüz metre gibidir...

Kalabalıklar eşittir...

Herkes çağdaşlıktan yanadır, herkes akıllı, herkes açık fikirli, herkes kibar, anlayışlı, sevgi dolu, ilerici, uygardır...

Herkes ruh eşini bekleyecek kadar romantik, herkes aşk yaralarından dolayı titrek bir ceylan kadar güçsüz, bu güçsüzlüğü saklayacak kadar hoyrattır...

Herkes yalnızdır...

Sonra birden işler kızışır, yüz metrenin dokuz saniyede koşulması gerekir ve orada ortaya çıkar insanlar arasındaki gerçek farklar.

***


Ülkenizde insanlar ezilir, işkencelere uğrar, baskı altında kalır, yüz metrenin dokuz saniyede koşulacağı bir döneme girersiniz, ezilenlerle ezenler arasında bir seçim yapma zorunluluğuyla karşılaşırsınız ve o güne kadar ilericiliği bir kulüp rozeti gibi yakalarına takanlar birden ezenlerin yanında yerlerini alıp şovenleşiverirler, şaşarsınız...

‘Daha düne kadar birlikte koşuyorduk, şimdi ne oldu’ diye merak edersiniz...

Olan basittir aslında, yüz metreyi dokuz saniyede koşmaya nefesleri yetmemiş, yarışın yarısında taraf değiştirmişlerdir...

***


Demokrasi için dövüştüğünü söyleyenler, sosyal adalete inananlar, ülkelerinde gençler ölürken suspus olurlar...

Barışa inandığını söyleyenler savaşı körükler, silahı olanlar silahsızları ezer...

On dokuz saniye politikacılarıdır onlar, dokuz saniyelik yarışta tık nefes olur kalırlar...

***


Atatürkçüsü, ulusalcısı, solcusu, askercisi, ‘Batı uygarlığını hedef alıyorum’ der...

O çok beğendikleri Batı, bir gün senin yaptıklarını eleştirirse, mesela ‘insan haklarına geçmen lazım’ derse Batı’ya hayran herkesin ‘bağımsızlığımıza saldırıyorlar’ diye bağırdığını görürsünüz...

On dokuz saniyede rahatça sahip çıkılan Batılı değerler, yüz metre dokuz saniyede koşulurken en büyük düşman haline dönerler çünkü..

***


Haksızlığa tahammül edemeyenler, haksız yere hapishanede olduğuna inandığı insanlar olduğuna inananlar, bunlar için naralar atanlar, işçi hakları için canlarını verenler, başkaları için yürüyüş yapanlar, en çığırtkanlar, haksızlıklar için ölürüz diyenler, yüz metre on dokuz saniyede koşulurken en keskin mücadeleci geçinenler haksızlıklar işçilerin, Kürtlerin, tanımadıklarının başına geldiğinde seslerini çıkartmazlar...

Onlar on dokuz saniyenin adaletçileridir çünkü... dokuz saniyeyi çıkartamazlar.

***


İnsanların gücü, nefesi, donanımı, birikimi, cesareti, dayanıklılığı, yüz metre on dokuz saniyede koşulduğunda neredeyse birbirine eşit gözükür...

Herkes birlikte koşar ama işler keskinleşip de ‘yüz metre dokuz saniyede koşulacak’ dendiğinde asıl farklar çıkar ortaya, kimin, nerede, nasıl döküldüğü, taraf değiştirdiği, yarışı terk ettiği ve yarışa devam edenlere çılgınca öfkelendiği anlaşılır...

***


Türkiye yüz metrenin dokuz saniyede koşulacağı bir dönemden geçiyor.

Herkes kendi karar verecek yarışı kaç saniyede koşacağına...

Ama bundan sonra on dokuz saniyede koşup, dokuz saniyede koştuğunu söyleyenler öyle kolay kandıramayacak insanları.

DİĞER YENİ YAZILAR