Yürekleri solda kafaları sağda...

Haberin Devamı

Türkiye entresan bir yer işte…

Her yeni olayda, her yeni tartışmada insan bunu bir kez daha anlıyor.

“ODTÜ’lü öğrenciler, protesto, polislerin vahşiliği, ODTÜ rektörünün öğrencilerini koruması, İstanbul Üniversitelerinin ODTÜ rektörünü kınaması”derken…

Yeniden “özgürlükçü düşünce, sol, öğrenci olmak, üniversite aslında ne demek” tartışmaları başladı.

Genellikle burada başlayan hiçbir tartışmaya itibar etmez benim içim, istese bile…

Gladyatör filmindeki dövüşlere benzetirim, bu itiş kakışları…

Arenadaki gladyatörleri seyredip, onların arasından birini tutarken, yukarıdaki tribünde bir imparator oturduğunu ve kararı her zaman o imparatorun vereceğini unuturuz ya…

Kavgaya bakmaktan imparatora bakmayı akıl edemeyiz…

Gladyatör dövüşleri nasıl imparatorun gücünü halka unutturmak için yapılıyorsa, burada da tartışmaların hepsi bir başka olayı örtmek için yapılıyor gibi gelir bana.

ODTÜ tartışmaları üzerine başbakanın böceği meselesi geldi mesela gündeme.

Üstelik böcek bulunalı aslında bir yıl olmuş…

***


Ama bu sefer “solculuk, öğrenci olmak, üniversiteler aslında nasıl olmalı” konuşmaları ilgimi çekti…

Bu ülke, yürekleri solda kafaları sağda pek çok insanla dolu çünkü…

Ve hala solu tartışıyorlar…

Öğrencilerin protesto hakkını irdeliyorlar…

Ama nedense sadece başbakana karşı olanlar dövülüyor ve sadece başbakana karşı protesto yapanlar övülüyor…

Herkesi kapsayan bir özgürlükten hiç söz edilmiyor.

Kendi düşünme ve analiz etme ritmini hayatın ritmine uyduramayan, düşünce tembelliğinden kurtulamayan ‘düşünen’ kesim ister solcu ister sağcı olsun sonunda ister istemez tutuculaşıp sadece kendi tarafının ifade özgürlüğü için mücadeleye girişiyor.

Kim kiminle neyi tartışıyor karışıyor sonunda o yüzden.

Karşılıklı aynalar gibi…

Birbirlerinin karşılarına geçtikçe çoğalıyorlar… Ama onlar buna tartışma diyor.

***


Bu ülke yıllarca Marksizmi siyasette yer bulmak için uydurulmuş bir görüş diye değerlendirdi.

Marksizmi, zenginlere kızan, devlete hayran olan kaba bir siyasetçiliğe indirdi…

Marks’ın bir filozof, Marksizmin dünyanın ve hayatın değişimini analiz eden, bunun sırlarını çözmeye uğraşan bir felsefe olduğunu unuttu.

Hayatı ve değişimi anlamayı hiç istemedi ki bu ülke, şimdi hala solu tartışıyor ve hala özgürlüğün herkesi içine alan bir bütün olduğunu kavrayamıyor.

***


Bu ülkede sosyalist olmayı sevenler var…

Bir moda gibi…

Yüreklerden taşan ortak şarkılar beni de heyecanlandırıyor, o şarkılara katılmak insanı coşturuyor ama artık coşkudan ziyade gerçek düşünceye ihtiyaç var sanki…

Düşüncenin dinamizminden kopuk bir sol gençlik ne işe yarar ki…

Sadece öğrencilerin, sadece solcu öğrencilerin kutsanmasını tuhaf buluyorum o yüzden…

Türbanlıya da alevi öğrenciler de protesto hakkını kullanabiliyorsa bu ülkede gerçekten sol vardır aslında…

Herkesi susturan bu sisteme karşı haksızlığa uğrayan herkesin hakkını savunursan bir sol vardır.

2012 yılındayız.

Sanayi devriminin başında değiliz.

Solculuğun artık herkes adına bütünüyle özgürlüğün savunuculuğunu üstlenmesi gerekmiyor mu?

***


Sadece solcular için ya da sağcılar için özgürlük isteyenlerle dolu bu ülke.

Böyle sığ kavgalar sadece imparatorların işine yarayan arena dövüşleri gibi oluyor.

“Herkes için özgürlük” diye bağırın da bakın imparator nasıl telaşla yerinden fırlıyor.

Hepimizin özgürlüğü için dövüşülecekse mücadelenin bir kıymeti var ancak.

Öbür türlüsü, imparatoru eğlendirmekten başka işe yaramıyor.

DİĞER YENİ YAZILAR