‘Yeniden Öğrenme Zamanı’

Haberin Devamı

Birgün New York’ta bir grup iş arkadaşı yemek molası için dışarı çıkar.

Gruptakilerden biri Kızılderilidir…

Sokaklar insanlarla, siren sesleriyle, iş makinalarının çıkardığı gürültüyle, korna sesleriyle doludur…

Bu sesler arasında yürürlerken Kızılderili kulağına acılı bir kuş sesinin geldiğini söyleyerek durur ve kuşu aramaya başlar.

Arkadaşları bu kadar gürültünün arasında kuş sesi duymasının zor olduğunu, öyle zannetmiş olacağını söyleyip yollarına devam ederler…

Kızılderili buna aldırmaz, yolun karşı tarafındaki binalara doğru yürür, oradaki bir ortam yeşilliğin arasında küçük bir oyun parkına sıkışmış yavru kuşu bulur.

Onu sıkıştığı yerden kurtarır…

Yemeğe gitmeyip, onu arkasından takip eden arkadaşı bunu görünce ‘bu sesi nasıl duydun’ der hayretle.

Kızılderili bu sesleri duymak için olağanüstü güçlerin gerekmediğini söyleyerek arkadaşından kendisini takip etmesini ister.

Kızılderili cebinden çıkardığı bozuk parayı kaldırımda yuvarlar…

Bir çok insan para sesini duyunca sesin geldiği tarafa bakarak ceplerinden düşüp düşmediğini control eder.

Kızılderili arkadaşına döner ‘önemli olan nelere değer verdiğin, neleri önemsediğindir… Her şeyi ona göre duyar görür ve hissedersin.’ der.

***


Bu hikayeyi eski ekonomi bakanı Işın Çelebi’nin yeni çıkan kitabı Türkiye’nin Dönüşüm Yılları Yeniden Öğrenme Zamanı’nda okudum.

555 sayfa olmasına rağmen kitap bir solukta bitti.

Çünkü neredeyse zamanlama harikası gibi…

Kitap, Işın Çelebi’nin çocukluğu ve ODTÜ’deki yılları ile başlıyor…

Başbakanı protesto eden ODTÜ’lü gençlerin evlerinden toplanıp sorgulandıkları, gözaltına alındıkları şu dönemde 1967 yılında okula giren Çelebi ODTÜ için şunları yazmış:

‘ODTÜ demokrasinin gelişme yıllarında her düşünceye açık özgürlükçü kurumlar arasında başı çekiyordu. Dönemin rektörü ODTÜ’yü özgür düşünce platform haline getirmişti. ODTÜ’de 1968 kuşağının sosyal demokrat kesimi olarak siyaset yoluyla fikirlerimizi ifade etmek istedik. ODTÜ’de öğretici ve geliştirici bir ortam vardı. Bir anfide Alparslan Türkeş konuşma yaparken, bir başka anfide Seyhan Erdoğdu ve Ertuğrul Kürkçü Dev-Genç adına konuşma yapıyordu.’

Gerçekten yeniden öğrenme zamanı…

ODTÜ’nün ne olduğunu hatırlama zamanı…

Nereden nereye geldiğimizi görme zamanı…

Demokrasiye doğru ilerlediğimizi sanırken kendimizi nerede bulduğumuzu anlama zamanı.

***


Arkasından Özal’lı yıllar…

Neredeyse her sayfasını buraya kopyalamak istedim.

Kitabı okuyunca hem Özal’ı unuttuğumuzu anladım hem de aslında pek bilmediğimizi ama sezdiğimiz her şeyin doğru olduğunu gördüm…

Kendi içine kapanık Türkiye’nin kapılarını dünyaya açmıştı Özal.

“Devlet baba değildir” diyerek devletin Türkiye’deki rolünü değiştirmiş, olması gereken yere koymaya uğraşmıştı.

İhracata ve üretime önem vermişti.

Kısacası Cumhuriyet’in en azından ekonomik yapısını neredeyse tümüyle değiştirmişti…

İşte bu yüzden sosyal demokrat bir genci ışın Çelebi’yi kendisine ekonomi bakanı seçebilmişti…

***


Kitabın sonunda Işın Çelebi’nin Galatasaray kulübü yönetici olduğu zamanlar ve stad projesinin bilmediğimiz tüm hikayesi var.

Işın Çelebi’nin Galatasaray’a değil ama Galatasaraylı olan pek çok kişiye nasıl kırgın olduğunu anlıyorsunuz okuyunca.

Bana kalırsa sadece Galatasaray bölümünden bir kitap daha çıkar.

Demişki Çelebi ‘Galatasaray’da bizi ötekileştiren ve haksızlık yapan bir kaç kişi ve grubun vefasızlığını hiç bir zaman yüreğimden ve kafamdan silemeyeceğim. Galatasaray üç beş kişiye ait değildir… Kurumlara darbe benzeri yöntemleri kullanarak üç beş kişinin el koyması haksızlıklara yol açar.

Kurumsallaşmanın temelinde vefa ve adalet vardır. Ahbap çavuş ilişkilerini terk edip profesyonelce yönetilmelidir kulüpler.’

Ama o üç beş kişinin kim olduğunu yazmamış Çelebi…

Sanırım tahmin ettiğimiz kişiler.

Ama yeniden öğrenme zamanında onlar kim bilmek isterdim doğrusu.

***


İşte Türkiyenin dönüşüm yılları yeniden öğrenme zamanı böyle bir kitap.

Kulakları sadece iktidar ve para sesine

duyarlı olanlar özellikle okumalı bence.

Onca gürültü arasında kuş sesini duymanızı sağlıyor çünkü…

DİĞER YENİ YAZILAR