Sesi çıkan herkes bağırmalı: ‘İleriye doğru gidin geri dönmeyin’

Haberin Devamı

Dünyadaki değişime karşı direnir, olayları ters yöne doğru zorlarsanız...

Elinizi, sivri uçlu çelik dişlilerin arasına sokmuş gibi olursunuz.

Muhakkak kan çıkar...

Değişik nedenlerle, değişik tarzlarla dünyanın gidişatına direnen, Kaddafi, Mübarek, Beşar Esad gibi diktatörlerin yönettiği ülkelerde insanlar ölüyor...

Kendi hayatlarını çağdaş dünya standardında yaşamak isteyen insanlar ayaklanıyor...

Dünya değişiyor çünkü...

Kanı tercih eden her lider silinmeye mahkum bu dünyada.

Tarih, onları akılsızlıkları, insafsızlıklarıyla arada bir hatırlasa da, şimdinin bilgisayar dünyasının dahi çocuklarını üzerinden bin yıl geçse de unutmayacak...

Günümüzün liderleri eğer tarihe gerçekten geçmek istiyorlarsa barışın ve teknolojinin peşinden gitmek zorundalar.

Artık politik devrimlerle, milliyetçi söylemlerle bir ülkede cennet yaratamayacağınız çok açık...

Meclis’e yeni milletvekilleri kayıtlarını yaptırıyor...

Şimdi hep beraber yeni bir anayasa için çalışacaklar...

Önce her biri dünyanın gidişatına direnip müthiş bir tutuculukla kavgalar edip, ellerini sivri dişli çarka sokacaklar...

Onlarla beraber bizim de ellerimiz kanayacak...

Oysa ki zaten 12 Haziran seçimlerinde hepsi ellerini o çarka sokup kanattılar...

AK Parti milliyetçi söylemlerle hayali olan 367 milletvekiline ulaşamadı.

CHP ülkenin aydınlık isteyen kısmına değil de karanlığına saplanarak istediği sıçramayı yapamadı...

MHP’ye onu sevenler bile acıyarak baktı...

BDP, kendisinin de, Kürtlere hakları olan özgürlüğü vermeyenler kadar katı olduğunu kanıtladı...

O yüzden kavgalara tutuşarak hepimizi kanatmakla vakit kaybetmeseler artık...

Bu anayasa, dünyanın gidişatına, teknolojinin yaratığı devrimlere, değişimlere,her ırktan insana saygı duymaya uygun yapılmazsa, bu halk onları affetmez.

Mutluluğun ve zenginliğin kıyılarında dolaşırken yeniden cehennemin ateşlerine düşeriz.

Ama ben her şeye rağmen umutluyum.

Otuz yıllık “kanlı bir aptallık tarihinin” yazarıyız hepimiz, kendi yazdığımız tarihi şimdi bir daha okuyup, gelecek için “akıllı” sonuçlar çıkartacağımızı umma hakkına sahip olduğumuzu düşünüyorum.

Böylesine büyük bir karmaşanın ortasında güvenli bir şekilde durabilen bir ülkede yaşamanın, bu güveni yeni bir anayasa ile sağlamanın yolunu buluruz herhalde diye umuyorum.

Çağın gerçeklerine direnmenin cezasının ölüm olduğunu yıllarca görerek öğrendik.

Şimdi akıllıca yaşama zamanı.

Özgürlük ve eşitlik zamanı. Yeni Meclis bu gerçeği ne kadar çabuk görürse o kadar iyi.

Sesi çıkan herkes sürekli olarak onları uyarmak, geçmişin akılsızlığından uzak durmaları için bağırmak zorunda.

“Geriye dönmeyin” diye bağırmalıyız...

“ileriye doğru gidin”

“Orada bir cennet bizi bekliyor.”


*****


Emine Erdoğan’ın huzurlu duruşu

Geçtiğimiz akşam gecikmeli de olsa Kelebek Ödül törenini izledim.

Bir an vardı ki bana uzun süre kadınları ve erkekleri düşündürdü...

Okan Bayülgen,gerçekliğine inanmakta zorlanabileceğiniz bir ses tonuyla, harika bir mektup okudu ödül alırken.

Sanırım okuduğu için seçtiği ses tonu bana yapay geldi ama mektubu okudukça sesinden çok seçtiği kelimeleri duymaya başladım... Dünyanın her yerinde her sahneye her ödüle yakışacak bir konuşma yaptı.

Ve bunu çok güzel yaptı...

O an bir kadının bir erkeği nasıl değiştirdiğini gördüm.

Uzun zamandır bunu düşünüyordum zaten...

Evlendi,çocuğu oldu ve Okan Bayülgen değişti...

Televizyonda izlerken eskisi kadar başarılı olmadığını düşünüyorum çoğu zaman çünkü eski hoyratlığını kaybetti,yumuşak,iyi kalpli,kibar bir adam oldu...

Bunlar insanı başarısız yapacak şeyler değil kuşkusuz ama programlarının formatı o hoyratlık üzerine kurulu olduğu için yaptığı programlar yavaş yavaş sıkıcı ve temposuz olmaya başladı.

Kendisi de çok sıkılmış duyduğuma göre ‘belki seneye program yapmam’ diyormuş.

Ben mektubu okuyan adamın arkasındaki kadını merak ettim...

Tıpkı pazar gecesi balkon konuşması yapan Tayyip Erdoğan’ın yanında duran Emine Erdoğan’ı merak ettiğim gibi...

Çok huzurlu, mutlu, yanındaki insanla gurur duyan ama bunu abartmayan bir duruşu vardı Emine Hanım’ın.

Benim çok hoşuma gitti bu duruş...

Olgunluğu, abartmaması, bir başarıyı kendisini öne çıkartmadan paylaşması...Çok etkileyiciydi doğrusu...

Sanırım, içten içe, birçok kadın gibi, bu başarıda kendisininde bir payı olduğunu düşünüyordu o an... Büyük bir ihtimalle de payı var...

Neticede öylesine kavga veren herkesin, erkeğin ya da kadının, günün sonunda bütün yorgunluğu, sıkıntısı, öfkesiyle gidip sığınacağı biri vardır hayatında.

Onu, kendi sevgisiyle, dostluğuyla, anlayışlılığıyla ertesi güne hazırlayan, onu yenileyen biri...

Emine Hanım da, Erdoğan için o sığınaktır kaçınılmaz olarak...

Tıpkı Şirin Ediger’in Okan Bayülgen’in sığınağı olduğu gibi...

Birbirlerine sığınak olan, o sığınaktan her seferinde büyüyerek çıkan tüm kadın ve erkekleri her zaman bir görüşte sezebileceğimizi sanıyorum...

Böyle dayanışmalar, etkileyici gizli bir ışık gibi bir huzur duygusu yayıyor.

Onları gördüğünüzde, onlar için mutlu oluyor, onların huzurlu hallerinde huzur buluyorsunuz.

Bu sahici bir huzur, diye düşünüyorsunuz.

*****


Anonymous hacker değil eylem grubuymuş

Duymuşsunuzdur...

Türkiye’nin 22 Ağustos’da hayata geçireceği ‘’filtre’’ uygulaması,internetteki temel hak ve özgürlüklerin ihlal edileceği için internet özgürlüklerini savunan Anonymous, Türkiye’deki çeşitli kamu kuruluşları ile bazı medya sitelerine yönelik ‘’siber saldırı’’ yapacaktı.

Bunu duyan Türk hackerlar da Anonymous’un sitesin çökertmiş.

Duyduğum en komik,absürd haber bu doğrusu.

Hani özgürlükler elimizden gidiyor diye çok kızgındık...

Ama Türküz de...

Ancak biz kendimize kızarız,başkası bize kızamaz...

Komik olduğu kadar, yanlış bir bilgiyle de bunu yapmış türk hackerlar...Trajikomik yani...

Çünkü Anonymous hiçbir ülkeye bağlı olmayan,lideri olmayan,ideolojileri olmayan bir eylem grubuymuş.

Nerde bir hakkı yenen varsa onların yanında olmayı seçmişler bir nevi.

Anon türkiyedeki internet yasaklamalarına karşı olanlara destek vermek için bu eylemi planlamış.

Ama görüp görebileceği en tuhaf teşekkürü aldı sanırım bunun karşılığında...

Tam Pişti’lik bir haber bu aslında...

*****


Hrant Dink vicdan istiyor

Dünyanın her yerinden amatör ve profesyonel herkesin katılabileceği yarışmaya 15 eylüle kadar başvurabilirsiniz...

5 dakikalık,tür kısıtlaması olmayan filmler istiyorlar vicdan üzerine.

Filmlerinizi www.vicdanfilmleri.org adresine yükleyebilirsiniz...

Harika bir konu... Bol şans..

DİĞER YENİ YAZILAR