TNT kanalında bu ayın sonlarına doğru başlayacak bir yarışma programı var.
“Çocuk Diyip Geçme...”
Yıllar önce Berna Laçin’in sunduğu Çocuktan Al Haberi programının sanırım bir benzeri...
Yaşları üç ile altı arasında olan çocuklara sorular soruyorlar ve inanılmaz cevaplar alıyorlar, yarışmacılar da hangi çocuğun soruyu bildiğini tahmin ederek birbirleriyle yarışıyor.
Dört buçuk yaşına gelen Leyla’yla bu programa katılmak üzere çekimlere gittik...
Yuvasındaki öğretmeni ‘cesaretini kıracak hiçbir engelleme ve sınır getirmeyin, onu korumak için bile olsa uyarılarınıza dikkat edin, çocuklar çabuk geri adım atarlar, yetenekleri ve yaratıcıkları için her zaman teşvike ihtiyaçları vardır’ dediği günden beri Leyla bir şey yapmak istediğinde, ona karşı daha özenli ve daha az sınırlandırıcı olmaya çalışıyorum...
Bunun nasıl zor bir şey olduğunu çocuğu olanlar çok iyi bilir...
Leyla bu yarışmaya katılmak istediğini söylediğinde onu kırmadım bu yüzden...
Endişe ettim ama cesaretini sevdim...
Endişe ettim ama ne istediğini bilmesinden hoşlandım...
Kendisini televizyonda görmek istiyor...
Çocukları seyrettikçe o da orada olmak istiyor...
Her türlü tuhaflığına karşı Leyla’nın istediğini yapıp onu çekime götürdüm...
H H H
Bu konuyu hiç yazmayı düşünmememe rağmen öyle bir şey oldu ki yazmadan edemedim.
Leyla’ya sordular ‘politika nedir?’
Leyla önce ‘bilmiyorum’ dedi...
Sonra biraz durdu, önündeki oyuncaklarla 4,5 yaşın verdiği tüm çocukluğuyla oynamaya başladı...
Sonra birdenbire, ‘politika, büyüklerin seyrettiği çizgi filmdir’ dedi...
O an gerçekten çok şaşırdım...
Kendimi tutamayıp bir kahkaha attım...
Ve, bunu ben söylemeliydim diye aklımdan geçti...
Çünkü bu ülkede olanları düşününce, bunu bir büyüğün söylemesinin de hiçbir gariplik yaratmayacağını fark ettim...
Politika büyüklerin seyrettiği çizgi filmdir...
Bu ülkede gerçekten politika büyüklerin seyrettiği çizgi film gibi...
H H H
Politikacılar da birer çizgi film kahramanı sanki.
Yanlışları yanlış, hataları hata olmuyor.
Uçabileceklerine, konabileceklerine ve her zaman kahraman olduklarına inanıyorlar.
Sürekli kavga ediyorlar, dövüşüyorlar, Tom and Jerry gibi her dövüşten sonra üstlerini başlarını silkeleyip bir şey olmamış gibi yollarına gidiyorlar.
H H H
Onları izleyip duruyoruz.
Bazen heyecanlanıyoruz, bazen gülüyoruz, bazen üzülüyoruz.
Bazen kızıyoruz.
Ama bir “çocuk” gibi onların anlamsız maceralarını seyretmekten kendimizi alamıyoruz.
Onlar Tenten’deki “ikiz polisler” gibi şaşkın, Temel Reis gibi öfkeli, Daltonlar gibi hoyrat, Red Kit gibi kahraman, Süpermen gibi süper olup, kılıktan kılığa girerek bizim ilgimizi ayakta tutmak için çabalıyorlar.
Onlar oynamaktan, biz seyretmekten bıkmıyoruz.
H H H
Aslında eğlenceli ve heyecanlı bir çizgi film bu gerçekten.
Neredeyse bütün politika bir film.
Bir de ölümler, savaşlar, yoksulluklar, haksızlıklar gerçek olmasa...
Ama onlar gerçek işte...
Her kavgadan sonra politikacılar silkinip yollarına devam ediyorlar ama düşen gerçek insanlar düştükleri yerden kalkamıyorlar.
Biz çizgi film değiliz çünkü.
Onlar film, bizse seyrettiği filmin bedelini ağır ödeyen zavallı seyircileriz.
‘Politika, büyüklerin seyrettiği çizgi filmdir’
Haberin Devamı