‘Ölüm seni kuşattığında hayatı düşüneceksin’ demişti...

Haberin Devamı

Anneanneme bakıyorum.

Gri koridorları sessiz bir hastanenin loş bir odasında...

Zor nefes alıyor...

Aletler yaşatıyor onu artık...

Ama direniyor... Arada bir açtığı gözleriyle bana baktığı zaman yaşamak istediğini seziyorum...

Benimle sohbet etmek istediğini, hayattan, çocuklarından, televizyondan, pahalılıktan şikayet etmek istediğini ama yine de yaşamak istediğini anlıyorum.

Her şey anlamını yitiriyor o hastane odasında...

İçine girip saklandığımız bütün ezberlenmiş cümleler, bütün denenmiş klişeler, hatta kurduğumuz bütün cümleler uçup gidiyor.

Ölüm geliyor şimdi...

Kader dansının iki başrol oyuncusundan hayat sahneden çekiliyor yavaş yavaş, geriye sadece ölüm kalıyor.

Benim anneannem o...

Annemin, dayılarımın annesi...

Bu kadar genç insanın boşu boşuna öldüğü bir ülkede insan çok sevdiği 87 yaşındaki anneannesinin ölmek üzere olmasına üzülürken gizli bir utancın sızısını da hissediyor.

Ama o benim anneannem.

Beni, içinden çıktığımız, geçmiş denilen o sonsuz karanlığa bağlayan zincirin annemden sonra bana en yakın halkası.

Çocukluk hafızamın ilk resimlerinden biri.

Gülümserken, üzülürken, konuşurken, kızarken, gülerken, yürürken, elimden tutarken, öğüt verirken... Ne çok resmi var içimde.

Yüzüne bakıyorum...

Dakika dakika solan yüzüne.

Neleri hiç söyleyemedi acaba?

Hangi duygularını hep sakladı?

Bana göstermediği güçsüz yanları neydi?

Neleri bilmiyorum ben anneannemle ilgili?

Çok güzel bir kadındı...

Hâlâ çok güzel gözüküyor.

İnsan bir hastane odasının sessizliğinde ne çok şey düşünüyor...

O satırları hatırlıyorum.

“Ölüm seni kuşattığında hayatı düşüneceksin” demişti...

“Acı ağulu dikenler gibi tüm ruhuna dolandığında, keder yaşlı bir ağaç gibi üstüne yıkıldığında duracaksın” demişti...

“Derin bir soluk alacaksın... Her şeyi kaybetsen bile hayallerini kaybetmeyeceksin...”

Ben, önümdeki ekranı bir buğunun arkasından görerek bunları yazmaya çalışırken...

Haber geldi...

Zincir kopmuştu.

Anneannem bizi bırakmış, bir gün hepimizin göreceği bir başka sonsuzluğa geçmişti...

İçim kasıldı, birden beni saran o mutlak sessizliğin içinde dal çıtırdısı gibi bir ses duydum sanki, bir şey kırıldı.

Yıllardanberi görmeye alıştığım, hep göreceğim sandığım bir yüz aniden kayboluverdi, içime, hafızama, ruhuma yansıyan resimler kaldı o yüzden bana sadece.

Anneannemim öğüdünü tutacağım, ‘hayatına dön, seni bekleyen tek şey o’ demişti bana...

Hayatıma döneceğim yeni acımla...

Anneannemi her düşündüğümde şu anda dışarıda uçuşarak yağan karlar yağacak içime bundan sonra...

Tek farkla, bu öğüdü ve onu söyleyeni unutmadığım sürece hiç üşümeyeceğim...

DİĞER YENİ YAZILAR