Herkesin çocuk kalmış bir yanı vardır...
Herkes öğrencilik günlerinin o hayata aldırmaz şımarıklığına bayılır... Hemen herkes öğrencilik günlerinden bir şeyler saklar.
Dünyanın en ciddi adamı bile bazen bir kuytuda yaramazlık eder.
Ve bunu büyüdükçe daha fazla özler...
Ve herkes büyüdükten sonra bile hala öğretmenlerinden biraz çekinir...
Onlara hep biraz hayran kalır...
Hepimiz okullarda öğretmenlerin kusursuz yanına, ulaşılmaz tanrılar olduğuna inanarak büyüdük.
Bizleri yetiştiren o insanların her birinden birer küçük anı sakladık bir yerlerimizde.
Öğrenci olmayı öğrenciyken hiç sevmesek de sonraki yıllarda öğrenci olmayı hep özledik...
Öğretmenlerimize büyüdükçe daha fazla saygı duyduk...
Büyürken çoğumuz öğrenmek olmak istedik...
Bazılarımız olduk da...
Ama bazılarımız olsak da olamadık ne yazık ki...
Gelen sayısız mailden ülkenin en dertli kesimlerinden birinin öğretmen olmaya hazır ama henüz atanacak okul bulamayan öğretmen adayları olduğunu anlıyorum...
Ve bu maillerden inanılmaz bir çığlık yükseliyor ve satırlardan acı dökülüyor üzerinize...
İnsanları yetiştirecek, toplumu dönüştürecek en güçlü meslek grubu olan öğretmenlerin, toplumun en çaresiz kesimi olması sadece geri kalmış ülkelerde rastlanacak bir ilkelliktir sanırım...
Dünya liderleri arasına girmeye çalışan Türkiye’nin öğretmenlere yaşattığı bu çaresizlik, birbirimize ne kadar “biz çok büyüğüz” yalanını söylersek söyleyelim, bizim gelişmemiz için daha çok uzun zaman gerektiğini fısıldıyor bana doğrusu...
Çok sayıda mail aldım öğretmen adaylarından, hepsi aynı dertten yakınıyor...
Pınar Akkuş hepimiz için detaylı bir şekilde yazmış:
‘Merhabalar,
Size durumumuzu detaylı olarak anlatmak istiyorum.
Bizler 2011 KPSS öğretmen mağdurlarıyız. Sayımız 300.000, öylece bekliyoruz.
2010 yılı sınavında ağustos ayında 30 bin alım yapıldıktan sonra Milli Eğitim Bakanı Nimet Çubukçu 9 Kasım 2010 tarihinde 2011’de 55 bin öğretmen alınacağı açıklamasını yapmıştır.
Ayrıca atamaların bir sisteme bağlanıp sadece ağustos ayında yapılacağını dile getirmiştir. Bununla ilgili haberler arşivlerinizde mevcuttur.
Ancak 2010 yılındaki KPSS’de çıkan kopya skandalları ve seçimin yaklaşması göz önünde bulundurularak 2011 sınavına 1 ay kala 30 bin, 3 gün kala ise 7 bin alım daha yapılmıştır.
Dolayısıyla şaibeli 2010 sınavıyla alınan öğretmen sayısı 67 bini bulmuştur. Üstüne üstlük seçim öncesi tüm sözleşmeliler kadroya geçirilmiştir. Yani ayrılan bütün bütçe seçim öncesi kullanılmıştır.
Biz 2011 KPSSciler Nimet Çubukçu’nun 55 bin sözlerine güvenerek bütün bir yılı her şeyden feragat ederek ders çalışarak geçirdik.
Sınavdan 1 ay önce ve 3 gün önce yapılan atamaların ek alım olduğu duyurulmuştu, biz çok tedirgin ve üzgün bir halde girdik sınava.
Korktuğumuz da başımıza geldi, sınavdan sonra bunların 55 binin içinden kullanıldığı ve bu yüzden bütçe bahane edilerek 11 bin öğretmen alınacağı duyuruldu.
Oysa sınava 230 bin öğretmen girdi, bu yüzden ek alımlarda kendi branşım adına konuşuyorum 72 puanlar kadrolu atanırken şu an 80 puan alan öğretmenler bile atanamadı.
Diğer branşlar için de aynı şey geçerli...
Bunun en önemli sebebi ise devletimizin bizim zor durumumuzdan faydalanarak ücretli öğretmen çalıştırmasıdır.
Bir öğretmen maaşıyla ücretli öğretmenlikte üç öğretmen çalışıyor. Hiç bir hakkımız da olmuyor, sigortamız bile tam yatmıyor. İşleri bitince de yerine biri geldi görevi bırakın diyorlar. Bazı yerlerde ücretli öğretmen olarak farklı bölümlerden insanlar çalıştırılıyor, bazen 2 yıllık ön lisans mezunları hatta lise mezunları..
Çok zor durumda kaldık. Devletimizin sözüne bile güvenemeyeceksek kime güvenelim düşüncesi içindeyiz.
Bu yıla kadar da bu kadar az alım olduğu hiç olmamıştı. Mağdur olduk.
Bunun dışında İngilizce öğretmenleri açısından başka bir tehlike daha söz konusu. Şu an devletimiz bizi beğenmiyor olacak ki yurt dışından ithal ingilizce öğretmeni getirmeyi planlıyor.
Her yıl 10 bin olmak üzere toplam 40 bin ithal gelecek diye duyuruldu. Bize kendi evladına sahip çıkmayan devlet yurt dışından öğretmen getirtmeyi planlıyor, sanki ülkemizde yokmuş gibi! Bize ayrılamayan bütçe ithaller için kullanılabiliyor!! 17bin ingilizce mezunu giriyor sınava, aldıkları kişi sayısı ise 850. Oysa her tarafta öğretmen sıkıntısı var, olmasaydı ücretli öğretmenlik diye birşey olmazdı. Ve bu ücretli öğretmenler kadrolu öğretmenlerle aynı işi yapıyor, ancak saatte 7 TL kazanıyor, SSK’sı yatmıyor hiç bir hakkı bulunmuyor. Eş durumu tayiniyle yerine birisi geldiğinde ise istedikleri anda sizi kapının önüne koyuyorlar. 70-80 bin ücretli öğretmen çalıştırılıyor her sene.
Şu anda öğretmen açığı konusunda Ürdün ve Kırgızistan’dan sonra 3. sıradayız, koskoca Türkiye için utanç değil mi bu?
Devletimiz verdiği sözleri bile tutamayacak kadar küçük müdür, anlamıyorum. Şu anda Bakanımız 72 bini acil olmak üzere 150 binden fazla öğretmen ihtiyacı olduğunu söylüyor. Oysa yapılan atama 11bin, sebep de bütçe gösteriliyor ancak her yere, ithallere, özel vekil şoforlerine, herkese bütçe ayrılabilen devletimiz bizlere, Milli Eğitim Bakanının acil dediği 72bin öğretmene bütçe bulamıyor. Bu nasıl bir çelişkidir? Yüzbinlerce açık var, bekleyen öğretmen var, ama atama yok!
Uzun lafın kısası mağduruz.
Bu mağduriyetin de devletimiz tarafından yaratılması işleri daha da zorlaştırıyor.
Tek isteğimiz verilen sözlerin tutulması 44 bin alım yapılması.. Bize zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederim.
Pınar’
Gelen maillerin hepsinde aynı şey yazıyor:
Kasımda 44.000 atama bekliyoruz... Verilen sözlerin tutulmasını istiyoruz...
Durum çok açık gözüküyor...Bu gençlere neden kimse yardım etmiyor anlamak zor...
Bu öğretmenlere ihtiyacın yoksa neden bu kadar çok öğretmen yetiştirdin? İhtiyacın varsa neden iş vermiyorsun?
Belli ki devlet bir hata yapmış...
Hatayı yapan devlet ama bedeli ödeyen bu genç öğretmen adayları.
Bu haksızlığa bir çare bulacak kimse yok mu bu ülkede, bir çözüm önerecek, bir yol gösterecek biri?
Bu öğretmen adaylarının “aslında Filistinli” olduğunu söylesem Başbakan’ın dikkatini çekebilir miyiz acaba?