‘Sevgili Sanem Hanım merhaba,
Öncelikle yazılarınızı ilgiyle takip ettiğimi belirtmek isterim. Bir konuda yardımcı olmanızı rica ediyorum.
Geçtiğimiz Cumartesi günü İstanbul’un en pahalı spor kulüpleri arasında yer alan MAC Bebeköy’de özel eğitmeniyle (personal trainer) birlikte spor yaparken vefat eden Hakki Ulukartal’la ilgili haberleri görmüşsünüzdür.
Bu olay, hem Hakkı Ulukartal ile olan arkadaşlığımız, hem de aynı spor kulübünün bir üyesi olmaktan dolayı beni ve pek çok arkadaşımı derinden sarstı.
Konuyla ilgili basına yansıyan haberler maalesef, Cumartesi günü MAC Bebeköy’de yaşananları yansıtmıyor.
Haberleri okuduğumuzda spor yaparken fenalaşan ve buna bağlı olarak ölümlü bir kalp krizi yaşandığı izlenimi ediniyorsunuz. Ancak, yıllık aidat bedelinin 4.000 USD olduğu ve bunun yanı sıra 1.000 USD giriş ücretinin alındığı bu spor salonunda ne bir sedye, ne bir ambulans, ne de tam teşekküllü acil müdahale doktoru bulunmuyor.
Arkadaşımız maalesef, herhangi bir kapsamlı acil müdahale yapılamadan, 9 kişinin özenle taşıdığı özel araçla hastaneye yetiştirilmeye çalışılmış ve bunun sonucunda da hayatını kaybetmiştir.
Bu ani, beklenmedik ve gerçekten düzgün ve düzenli olarak eğitmen kontrolünde spor yapan birinin ölümü ile MAC Bebeköy ve Hillside gibi İstanbul’un en pahalı, prestijli kulüplerinde gözden kaçan çok önemli bir nokta olduğunu görüyorum.
O da verdikleri yani veremedikleri sağlık hizmetlerindeki ciddi eksiklik...
Sanem Hanım,
Üst gelir grubuna sahip bu kulüplerin, üyelerine ürünlerini tanıtmak isteyen markalar ise yüz binlerce dolar sponsorluk bedeli ödemeyi kabul etmesine karşın sıraya bile giriyor.
Maserati, BMW, daha niceleri bize yeni araçlarını tanıtıyor, ilk bize test ettiriyorlar. Bunun dışında daha farklı sektörlerden de nice markalar yine kulüple işbirliği içinde... Elbette kulüp böylelikle yüz binlerce dolar sponsorluk bedelini kazanmış oluyor.
Çok güzel... Buna karşın MAC Bebeköy üyelerini memnun etmek için bir çok hizmeti de sunmaya çalışıyor. Bunların arasında “soyunma odasına kuafor hizmeti” bile var. Ne kadar düşünceli bir davranış değil mi? Ama kuaför de MAC içinde yer almak için para ödemeyi kabul ettiğini de belirtmek gerekir.
Bütün bunlara karşı acil durumlar için önlem almak kimsenin aklına gelmemiş olması çok üzücü…
Simdi yazılanlara bakıyorum, herkes bilip bilmeden protein haplarından bahsediyor. Arkadaşımız, haftada 3-4 gün düzenli olarak ve sadece eğitmen kontrolünde spor yapıyordu.
Protein vb takviyeleri, günlük spor programı da konusunda uzman eğitmenle belirleniyor demektir... Yani yazılanlara inanmamız mümkün değil.
Hiç kimse MAC Bebeköy, Hillside gibi kulüplerin verdikleri sağlık hizmetleriyle ilgili hesap sormuyor. Neden? Neden kimse merak etmiyor?
Kulüp sahipleri sessiz, ortadan kaybolmuş gibi...
Sadece bu olayda kulubün adının geçmemesi için uğraşıyorlar. Aksi takdirde gelir kapıları konusunda sıkıntı olacak elbet.
Acaba;
Bu tarz kulüplerde “Tam teşekküllü bir ambulans ve doktor hizmeti“nin kesinlikle olması gerek mi? Bu zorunlu hale getirilemez mi?
Spor hocalarına bu tarz durumlarda “ilk müdahale defalarca deneyimletilmiş” olmamalı mı? İlk müdahale karşısında yetersiz olduklarını Hakkı’nın ölümüyle birlikte görmüş oluyoruz. Herkes şaşkın ve bilgisizdi.
Tek amaç üyeler üzerinden gelir sağlamak olmamalı.
Ani kalp krizleri için doktor müdahalesinde bir dil altı hapına karşı hazırlıklı olunamaz mı? Öte yandan bir sedye bile olmaması, dağ gibi arkadaşımızın koldan kola taşınmış olması rezalet değil mi?
LÜTFEN BİR ŞEYLER YAPALIM…
Ben bu konunun takipçisi olmak istiyorum. Sesimizi duyurmada ve böyle üzücü vakaların bir daha yaşanmasına engel olmak için bana yardımcı olur musunuz?
Belki böylelikle spor kulüplerinde bu tarz bir uygulama başlatabiliriz.
Sağlık hizmetleri konusunda talep yapmak yine bize düşüyor. Bir düzenleme getirilmeli, gelir sağlarken bu konuya bütçe ayrılmalı. Ambulans ve diğer ekipmanlar ile ilk yardım ve acil müdahale eğitim zorunlu hale gelmeli.
İlginiz ve yardımlarınız ricasıyla...
Sevgiler,
Selin Bozkurt’
Lütfen bir şeyler yapalım…
Bu cümleyi okurken Selin Bozkurt’un daha önce hiç tanımadığım sesini duydum…
Ve yapabileceğim birşey varsa yapmayı çok istedim…
Geçen hafta geçirdiği kalp krizi sonucu 43 yaşında ölen Ulukartal Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sabri Hakkı Ulukartal’ın ailesi, salonun yetkilileri hakkında “taksirle ölüme sebebiyet vermek” suçundan şikâyette bulunmuş…
Ama burada sorumluların cezalandırılmasından da önemli olan, bir daha bu tür olayların yaşanmamasını sağlamak.
Spor tesislerinde sağlık hizmetlerini bir düzene bağlamak.
Umarım Sağlık Bakanlığı bu olaydan çıkan dersleri göz önüne alır ve yeni önlemler getirir.
Bir daha böyle acılar yaşanmaz, kurarılabilecek insanlar ölüme teslim edilmez.
Lütfen bir şeyler yapalım….
Haberin Devamı