Kürdistan’a Kürdistan deme cesaretini gösteren başbakan…

Haberin Devamı

Cumartesi günü Diyarbakır’da yaşananlar, Türkiye’de yeni bir yapı oluşturmak isteyen her politikacının sırtını ‘merkeze’ dönüp uçlara doğru hareket etmesi gerektiğini gösterdi.

Yeni bir devlet yapılanmasının Diyarbakır olmadan sadece Ankara’da kurulamayacağını bir kere daha gördük.

Türkiye’nin ihtiyacı olan çağa uygun, eşitliğe inanan, özgürlükçü, barışçı gelişmenin önünü açık tutan, insanlarına vatandaş, vatandaşlarına insan muamelesiyapan devletin kilidi, devletin ‘merkezinde’ değil, Türkiye’nin uçlarında gizli çünkü…

Tayyip Erdoğan, Diyarbakır’da uzun zamandır ucunu bıraktığı büyük liderliğin elini tuttu bana sorarsanız…

Gerçek iktidarı, iktidar merkezinden uzaklaşarak buldu.

Komadaki hastanın o ‘yalancı’ uyanışı gibi bir uyanış da olabilir bunlar tabii ki…

Hasta tekrar uyanmaktan vazgeçip bizi yarı yolda bırakabilir de.

Ama tükenmiş, haksız, öldüren bir savaşın yıprattığı ülkenin, demokratik, eşitlikçi, özgürlüklerden yana barışçı bir yapılanmaya ihtiyacı olduğunu anlayıp, o hayal ettiği büyük liderlik için attığı adımı devam ettirebilir de.

***


Epeydir Türkiye Erdoğan’ın duygusal gel-gitleriyle yönetilen bir ülke.

Ortada devlet diye bir şey kalmadığından ülkenin bütün geleceği artık Erdoğan’ın duygularına bağlı, onu akla davet edecek bir çevresi, yakını, partisi de bulunmadığından başbakanın duyguları iyiye ya da kötüye doğru öyle akıp gidebiliyor.

Sanırım bunu dizginleyip, belli bir çerçevenin içine yerleştirebilen tek güç Amerika.

Çığrından çıkıp bir felakete doğru dolu dizgin giden Ortadoğu politikası da Amerika’nın hayli sert uyarılarıyla yeniden değişip yeni bir raya oturdu.

Amerika’nın zorlamasıyla dış politikasını değiştiren Erdoğan, Diyarbakır şölenindeki coşkudan etkilenip duygusal dünyasını da bu yeni duruma uygun bir hale getirebilir.

Bu yeni rotada kendi isteğiyle, sevinç duyarak ilerleyebilir.

***


“Her toplum layık olduğu biçimde yönetilir” diyen o ünlü sözü bilirsiniz, biz de demek ki böyle bir “tek adam” yönetimine layığız.

Tek adam belirliyor geleceğimizi.

Durumumuz acıklı ama gerçek bu.

Şimdi dış politikasını değiştiren Erdoğan’ın iç politikasını da değiştirip değiştirmeyeceğini görmek için bekleyeceğiz.

Diyarbakır’da “sürecin Kürt aktörleri” yerine Barzani ile yapılan gösteriden sonra bakalım süreç için gerekli somut adımlar atılacak mı?

***


Tabii, başımızda sadece Kürt meselesi yok “kızlı erkekli evler” türünden tehlikeli zırvalar da var.

Kürdistan’a Kürdistan deme cesaretini gösteren başbakan, bu cesaretini “biz evlerin içine de gireriz” diye mi sürdürecek yoksa “biz insan haklarına saygılıyız” diye mi?

Bunu bilmiyoruz.

Sadece Diyarbakır’daki coşkunun Erdoğan’ın ruh alemini olumlu yönde etkilemesini umuyoruz.

Büyük liderliğin özgürlüklerden geçtiğini anlamasını diliyoruz. Elimizden de başka bir şey gelmiyor.

DİĞER YENİ YAZILAR