Erken seçim konuşmaları etrafı sardı... Hepimizin zihnini esir aldı.
İlgilenmek, düşünmek istemeseniz de sanki bir şey oluyor ve kendinize geldiğinizde seçimleri konuşuyor buluyorsunuz kendinizi...
Ve en ortak konuşulan konular, Ak Parti puan arttırır mı, HDP düşer mi ve bu oyunu kuranlar bu ölen çocukların kanını nasıl ödeyecek?
***
Seçimleri konuşurken ölümden bahsetmek bizim gibi az gelişmiş ülkelerin acısı herhalde...
“Seçim ve ölüm” gelişmiş ülkelerde, en azından demokrasisini kurabilmiş ülkelerde çok kolay yan yanagelebilecek iki sözcük değil...
Ölüm... Öldürmek...
Dönüyoruz dolaşıyoruz, ölüme ve öldürmeye geliyoruz bu ülkede.
***
Bunu daha önce de yazmıştım, “Maymunlar Cehennemi Şafak Vakti”ni seyretmiş miydiniz?
1968 yapımı kült bilim kurgu filmi Maymunlar Cehennemi’nin yeni teknolojilerle çekilmiş günümüz versiyonu...
İçinde dört astronotun olduğu uzay gemisi kazara bir gezegendeki bir göle iniş yapar…
Yaşam bulunmamaktadır o gölde ama ilerledikçe karşılarına bir çöl ve vaha çıkar ve orada yaşayan ilkel bir insan grubu…
***
Ama asıl astronotları bekleyen sürpriz at sırtında gelen gorillerdir…
Oranın hakimi o maymunlardır.
Ve filmin ilerleyen sahnelerinde de anlaşılır ki yabancı bir gezegen zannederek indikleri göl, aslında kıyamet (birnükleer savaş) sonrasının dünyasındaki New York şehridir ve insan uygarlığının yerine maymunlar geçmiştir…
Yeni film Maymunlar Cehennemi Safak Vaktin’de okuma yazma öğrenen, insanlarla çatıştıkça insan gibi olmamak için kurallar yaratan maymunların duvara yazdıkları ilk cümle; ilk kural şudur:
“Maymun maymunu öldürmez.”
***
Bu ülkeye ve dünyanın bir kısmına baktıkça insanın insanı öldürmeye doyamaması ilkelliğin en büyük sembolü olduğunu anlıyor insan...
Biz, insanın insanı öldürdüğü ve öldürmeye doymadığı bir dünyada yaşıyoruz.
Belki de bu denli korkmamızın nedeni de bu.
İnsanın insanı öldürmesi.
Bir gün filmdeki “maymunlar” gibi “insan insanı öldürmez” kuralını keşfedip uygularsak, o zaman korkularımız da biter belki... Korkularımız biterse aklımız da özgürleşir.
Aklımız özgürleşirse, asıl ihtiyacımızın da ne olduğunu anlarız belki...
***
İhtiyacımızın ne olduğu belli aslında.
Özgür, eşit, mutlu insanların yaşadığı zengin bir ülke olmak.
Ama nedense bunu bir türlü başaramıyoruz. Erken seçimi düşünüp konuşurken, herhalde neden bunu başaramadığımızı da bir düşünmeliyiz.
***
Biz neden mutlu ve uygar bir ülke olamıyoruz?
Bunun cevabını bulursak, belki bu kadar sık seçim yapmak zorunda da kalmayız.
Bu arada... Maymun maymunu öldürmez! Çok çarpıcı bir kural değil mi?