Şampiyonluğunu ilan eden Manchester United’ı, sahasında ağırlayan Arsenal takımı, maç öncesi taraftarıyla beraber alkışlayınca kaçınılmaz olan oldu.
“Bu Pazar Fenerbahçe Galatasaray derbisinde, biz de İngilizler gibi olabilir miyiz” sorusu gündeme geldi…
İnsan, Aykut Kocamanın olduğu yerde bu şıklıkların olabileceğine nedense inanıyor.
Belki de gerçekten 1996 yılının unutulmazlığından kaynaklanıyor bu. Hatırlarsanız, 1996’da F.Bahçe’yi şampiyonluğa taşıyan Trabzonspor maçından sonra Aykut Kocaman: “Bütün sezon uğraşıyorsunuz, bütün emekleriniz tek maçla heba oluyor. Kendi galibiyetimize seviniyorum ama Trabzonlu arkadaşlarım için de üzülüyorum. Trabzonsporlu futbolcu arkadaşlarımın şu an yerinde olmak istemezdim. Hiç bir şampiyonluk insan hayatından daha değerli değildir.” demişti ve Türk futbol tarihine altın harflerle yazılan bu manifestonun kahramanı olmuştu.
Ardından da başkan Ali Şen tarafından F.Bahçe’den gönderilmişti. Ali Şen, “Bir F.Bahçe futbolcusu, rakibi için üzelemez“ diyerek Aykut Kocaman’ın belki de F.Bahçe’de jübileyle sona erecek kariyerini yerle bir etmiş, belki de F.Bahçe için bugünlerin başlangıcı olan nefret tohumlarını ekmişti.
Dolayısyla yıl 2013’e geldiğinde, Aykut Kocaman’ın başında olduğu bir takımdan bir İngiliz tavrı beklemek de fazla zorlama olmayacaktı. Ama dünkü gazetelerde Kocaman’ın bu konuyla ilgili fikrini okuyunca şaşırdım. “G.Saray’ı alkışlamak gibi bir milat için şu anda ortamın uygun olmadığını söyleyebilirim... Benim aklımda böyle bir planım yok.”
Kocaman’ın öğrencileri de hocalarını destekleyecek şekilde, “2007’deki sulu derbiyi unutmadık.İsteyen G.Saray’ı alkışlasın, ancak kim alkışlarsa bilsin ki F.Bahçe’ye ihanet eder.” demiş. Peki, 1996’da şampiyonluk maçında rakibi için üzülen bir futbol adamının 2013’te şampiyonluktaki ezeli rakibini alkışlamayı reddetmesinin nedeni ne olabilir? Verdiği demeçlerde ona yakışmayacak gizli kapaklı imalar var. Neden açıkca konuşmuyor anlamak zor doğrusu. Anladığımız, Kocaman, G.Saray’ın bu sezonki şampiyonluğunun şaibeli olduğunu düşünüyor.
Bu düşüncesini de “G.Saray saha içinde olduğu kadar sahadışında da kuvvetli ve şampiyonluğu bu güç belirledi“ sözleriyle ifade edecek kadar inançlı.
O zaman 1996’nın devrimci futbolcusuna şunu sormak gerekmiyor mu?
- Kendi kulübünün başkan ve yöneticileri mahkeme kararıyla şike cezası almışken aynı yaklaşımda neden bulunmadın?
- G.Saray’ın şampiyonluğu saha dışı güçlerle aldığını düşünüyorsan, neden açıkça bunları kamuoyu ile paylaşmıyorsun?
- G.Saray hangi maçları ayarladı? Hangi hakemlerle ilişki içine girdi? Saha dışı güçler ne demek? Bilip de açıklamadığın bir gerçek varsa sen de suçladığın bu düzenin parçası sayılmaz mısın? Ben Erman Toroğlu gibi Aykut Kocaman’ın F.Bahçe’nin beş gömlek altında bir teknik adam olduğunu düşünmüyorum.Aykut Kocaman’ın bu sezon başarısız olduğunu da düşünmüyorum.
Sadece kazandığı maçtan sonra rakibi alkışlayacak bir yüreğin, kaybettiği yarıştan sonra rakibini böyle belirsiz ifadelerle suçlamasını kabullenemiyorum.
İşin kötüsü galiba Aykut Kocaman Aziz Yıldırım’laşmaya başladı. Keşke Aziz Yıldırım Aykut Kocaman’a benzeseydi…
O zaman ne böyle nefret tohumları atılırdı ortaya ne de basit bir alkış jesti F.Bahçe’ye ihanetile eş tutulabilirdi.
Aykut Kocaman gibi biri 16 yılda o noktadan bu noktaya geldiyse, “bir centilmenlik örneği olan” bir sporcuyu böylesine değiştiren bu futbol ikliminin sorunlarını tartışmamız gerekiyor herhalde…
Kocaman’a ne oldu!
Haberin Devamı