Koca bir ülke tek bir ‘cümleden’ korkuyor

Haberin Devamı

Zeka, akıl, mantık yolundan yürüyen her öngörü, her teşhis öyle uzun boylu bir yol alamadan gelip kör bir çıkmazda tıkanıyor bu memlekette.

Burada sanki hiçbir şey, hiçbir davranış, hiçbir fikir, hiçbir duygu, zekayla, akılla, mantıkla bağdaşmıyor.

Kürt meselesi, bizi yönetenlerin kafasını öylesine karıştırıyor ki ne akıl, ne mantık kalıyor…

Her gün koca ülke bir mucize bekliyor.

Bıkmadan usanmadan, olabilecek olağanüstü bir değişikliğin kendi hayatlarını değiştirmesini ümit ederek siyasal gelişmeleri izliyor.

Hep beraber beklediğimiz şeyin adının “mucize”olduğunu kimse birbirine söylemiyor ama şu son gelişmelere bakınca beklenilenin mucizeden başka bir şey olmadığını anlıyoruz.

Acınacak derecede güçsüz, hiç değişmeyen gizli bir iktidara çaresizce teslim olmuş, cesaretlerini, ataklarını, insaflarını kaybetmiş bir siyasetçi grubu; 80 milyon insanı huzurlu, rahat, özgür, mutlu, zengin bir hayata taşıyacaklar güya…

Ama olmuyor.

Neden siyasetçiler bu ülkede sorunları çözecek cesarete sahip değiller?

Neden bizim toplumdan öyle siyasetçiler çıkmıyor?

Geçmişte gerçekten çok kötü siyasetçiler gördük…

Ruhlarını generallere satmış, Güneydoğu’yu dipsiz bir savaşın acılarına salıp unutmuş, halkın onlara teslim ettiği iktidardan bile hazinedeki parayı ortaklaşa paylaşma karşılığında vazgeçmiş insanlar…

Bu ülkeyi suyu çekilen bir ağaç gibi kuruttular.

Sonra biraz umutlandık.

Biraz sevindik.

“Bu sefer olacak galiba” dedik.

Şimdi gene hayal kırıklığı…

3.Yargı Paketi onandı, uygulanmaya başlandı.

Hukukumuz, yargımız değişiyor zannediyoruz… Umutlanıyoruz…

Ama sonuca bakınca hiçbir şeyin değişmediğini görüyoruz.

Yeni yasa uyarınca tahliyeler oluyor ama Kürtler tahliye edilmiyor.

Bu ülkede yaşayan herkes bu eski yapının öldüğünü biliyor, hayatımızın her yerinde bir ölüm evi kederi var ve hâlâ hepimiz bir mucize bekliyoruz.

- Yeni bir yapı kurulacak sanıyoruz.

- İnsanlar eşit olacak sanıyoruz.

- Barış gelecek sanıyoruz.

- Milat’tan 2012 yıl sonra biz de artık gelişmiş bir ülke olacağız sanıyoruz.

- Gelişmiş ülkelerin çoktan aştığı sorunları artık biz de aşarız sanıyoruz.

Söylenecek söz de çok karışık bir söz değil, “Kürtlerin çocukları da Türklerin çocuklarının sahip olduğu haklara sahiptir” denilecek, tek bir cümle bizi bambaşka bir dünyaya, bambaşka bir çağa taşıyacak.

O sözü söyleyemiyoruz.

Bu sözü söyleyecek bir siyasi parti, bir siyasi yönetici bulamıyoruz.

Tam bulduğumuzu sanıyoruz…

Bir bakıyoruz ki yeniden başa dönmüşüz.

Tahliyeler başlamış, Kürtler hapisten bırakılmamış.

Anlaşılan kim kimle anlaşırsa anlaşsın, kim kimle dövüşürse dövüşsün, kim ne kadar seviyesizleşirse seviyesizleşsin, kim kimi ne kadar suçlarsa suçlasın, kim hükümet olursa olsun biz hep bir mucize bekleyeceğiz…

Bir cümlelik bir mucize.

Koca bir ülke, bir cümle yüzünden ölümlerden, savaştan, kederden, acıdan, yoksulluktan kurtulamıyor.

Hapishanelere adam doldurarak sorun çözmeye çalışıyoruz hala.

Bir “cümle” için koca bir ülkeyi feda ediyoruz.

O “cümleyi” söylememek için iğneli fıçıların içinde çalkalanarak gençlerimizi öldürüyoruz.

Bir ülke, tek bir “cümleden” korkuyor.

Ölümden korkmuyor da “eşitlikten” korkuyor.

Yıllar geçiyor, kuşaklar geçiyor, biz hala o tek cümlelik mucizeyi arıyoruz.

DİĞER YENİ YAZILAR