Haberin Devamı
İnsan kendini kolay teslim ettiği hazlara esir olmuyor…
Çok eski bir filmde kadın, tanıştıktan hemen sonra seviştiği erkeğe ‘ben kendimi çabuk teslim ettiğim erkeklere aşık olmam’ demişti.
Unutulması kolay olmayan bir cümle.
Hatta bir kadının bunu tam böyle hissetmese bile bir erkeğe söylemeyi hayal edeceği kadar çarpıcı bir cümle.
İnsanı belki en sevmediği, belki en güçsüz bulduğu, belki de utandığı yerinden güçlendiren bir cümle…
Ve sanırım doğru bir cümle…
Kısa film seyretmeye düşkün biriyim ben…
Hatta iyi bir ekip kurabilsem kısa filmler çekmeyi hayal eden biriyim.
Kısa film dünyasının tadını bir alırsanız iyilerini seyretmeye doyamazsınız gerçekten…
Kısacık anlarda neredeyse koca bir hayatı anlatan çok iyi kısa filmler seyrettim bugüne kadar.
Son seyrettiğim Uzakdoğu filmi ise bugüne kadar seyrettiklerim arasında, gerçekten en etkileyicilerinden biriydi.
Sevebilen ama aşık olamayan bir kadını anlatıyor.
Sevebildikçe aşık olamayan…
Yazması, anlatması bile zor olan bu denklemi Uzakdoğulu ekip 4.5 dakikada anlatmış. Üstelik hiç erkek oyuncu kullanmadan…
Filmi seyrederken, diğer filmdeki o cümle aklıma geldi …
“Kendimi kolay teslim ettiğim erkeklere aşık olmam.”
Ne düşündüm biliyor musunuz?
Sanki kadınlar hatta belki erkekler de, irademiz dışında sevebiliyoruz ama aşık olmak için aklımızın,ruhumuzun bize verdiği haritayı izliyoruz.
Onun sözünü dinliyoruz…
Kolay sevebildiklerimize, kolay sahip olduklarımıza, kolay teslim olduklarımıza, hatta çok sevdiklerimize aşık olmuyoruz…
Sevemeyecekmiş gibi olduklarımıza, kolay beğenmediklerimize, kendimizi bir türlü teslim edemediklerimize ise ruhumuz bir ateş denizinde kaybolmuş gibi tutuluyoruz.
Belki de yanılıyorum…
Belki de 4,5 dakikalık filmden ve hikayesinden fazla etkilendim.
Belki de sevebildikçe aşık olamayan kadın diye biri yok bu yeryüzünde…
Ama belki de var.
Belki de sevmeye kendimizi daha rahat bırakıyoruz, sevmek bizi bir yanıyla çok korkutsa da belki o kadar da fazla korkutmuyor… Ama “aşk” deyince duraklıyoruz, sevgiden aşka geçmek için ayrı bir karar, bir irade, her zaman kolayca rastlanmayan güçlü bir isteğe ihtiyaç duyuyoruz….
Sevgiden aşka geçerken o karar anı daha zorlayıcı olabiliyor, korku belki de daha fazla hissediliyor ama henüz sevmediğimiz, güçlü bir şekilde bağlanacağımızdan korkmadığımız birine aşık olmak için daha kolay karar veriyoruz.
Öyle bir karar anı var gibi geliyor bana.
Birden ve hazırlıksız yakalanırsak o ana daha rahat karar verebiliyoruz sanki.
Eğer öyleyse “sevebilen ama aşık olamayan kadın” teması gerçek ve yerinde bir tema olur.
Tabii, “eğer” öyleyse…
Eğer öyle değilse…
O zaman da “çabuk teslim olduklarıma aşık olmam ben” sözünün inandırıcılığının nereden geldiğini bulmamız gerekiyor.
Neden bu cümle bu kadar inandırıcı sizce?
Not: Önümüzdeki bir hafta yokum...1 hafta sonra görüşmek üzere... size anlatmaya can atacağım maceralarla buluşmaya gidiyorum...