Bazen büyük sorunları olan bir toplum olduğumuza seviniyorum, çünkü aklını ve vicdanını kullanan herkesin kahraman olabilme şansı var.
Düşünsenize; ya her şeyi yerli yerinde, tıkır tıkır işleyen bir devlet olsaydık, hangimiz neyi düzeltip kahraman olabilecektik ki!
Tabii bütün bunları kahraman olmayı çok seven bir toplum olduğumuz için söylüyorum.
Her an her konuda sonsuz fırsat var ülkemizde kahraman olmak için.
Hangi konu ilginizi çekiyorsa... Sorun konusunda o kadar bereketli bir toplumuz. Ama aynı zamanda “sahte kahramanlar” cennetiyiz de...
Bir sorunu çözüyormuş gibi yapıp da çözmeyen kahramanlar ülkesiyiz.
Eskiden tahta maşaların ucuna kartondan yapılmış resimleri yapıştırırlar, o resimlerin arkasında da bir mum yakarlar, önüne de perde koyarlardı.
Küçücük resimler o perdeye kocaman yansırdı.
Yıllarca biz bu tür bir gölge oyunu seyrettik Türkiye’de.
Küçücük figürler bize hep kocaman gözüktü.
Dünya standartlarına göre sıradan “okur yazarlar” çok meşhur gazeteci, orta halli bir esnaf sayılabilecek insanlar büyük zengin, dünya ölçülerine göre düpedüz cahil olanlar allame-i cihan, uluslararası bir toplantıda seyirciliği zor kıvıracak siyasetçiler önemli devlet adamı olarak göründü gözümüze.
Mumlar ve perdeler yüzünden, önemsiz olayları çok önemli olaylar, neredeyse gülünç olan inançlarımızı çok kutsal fikirler sandık.
Gerçek sorunlar ise hep perdenin ardında saklı kaldı.
Ama şimdi Türkiye’de güçlü bir değişim rüzgârı esiyor. Ve gölge oyununun perdesini uçuruyor.
Tahta sopaların ucundaki küçücük resimler tüm çıplaklığıyla göründü.
Son iki senede ortaya çıkan gerçeklerin yanında, iç politikadaki itiş-kakış sıkıcı bir horoz dövüşüne döndü.
Şimdi yeni bir dönem.
İnançların yerini düşünce, kavgaların yerini tartışma, uydurmanın yerini yaratmanın aldığı bir dönem.
Sahneye sahici insanların çıkma vakti geldi.
Hadi o fırsatı yakalayın, çözün şu sorunları, getirin artık barışı bu ülkeye.
Gerçek kahramanımız olun..
Edinler’in yazlık evi...
* HARUN’S PARADISE:
Hafta sonu hem İstanbul’a yakın olayım, hem de gerçekten eğlenip dinleneyim derseniz, Tuzla’da Harun’s Paradise’ı görün derim. Uzun yıllar Edin Ailesi’nin (Kemer Golf ve Country Club’ın kurucuları) yazlık evi olarak kullanılmış burası. Kendine ait özel plajı var. Gün boyu kahvaltı var. 6 odalı bir oteli var. Sanat atölyeleri var. Odalar, bahçe içinde ayrı binalarda. Hepsi farklı ve özel odalar. Cam tavanlı oda, ahşap ev, muhteşem teraslı taş ev, terasından güneşin batışını izleyebileceğiniz deniz manzaralı oda. Bu hafta sonu giderseniz sadece taş ev, far pavillion ve murat ev boş. Fiyatları günlük 80 ile 150 euro. Yelken yapmayı seviyorsanız hem kursları hem tekne yapımı var. Yelkeni eski ama en iyi yelkencilerin hâlâ tercih ettiği, kullanımı kolay, klasik bir teknede öğrenmek isterseniz burayı görün. (www.harunsparadise.com)
* SEMA AYİNİ:
22 Ağustos Pazar günü saat 14.00’te Yenikapı Mevlevihanesi’nde Sema Ayini Şerif-i var. Giriş 10 TL.
* SANTRALPARK:
Çocuklar için Santral İstanbul’da müthiş bir oyun alanı var. Pazartesi hariç her gün 10.00-18.00 arası giriş ücreti 30 lira. Anne babalara ücretsiz. Bütün gün kalınabiliyor. 3-12 yaş arası için ideal.
Çizgi Roman
Çizgi romanlara meraklı mısınızdır?
Ben çok severim.
Liseye gidiyordum, 1989 yılıydı sanırım, Hürriyet yazarı Hadi Uluengin, o zaman Cumhuriyet gazetesinde çok çarpıcı bir dizi yayınlamıştı:
“Avrupa çizgi romanında Türk imajı”
Uluengin, çeşitli çizgi romanları inceleyip Avrupalılar’ın Türkler’i nasıl gördüğünü anlatmıştı.
Avrupalı bizi, çirkin, askeri zekâdan yoksun, tahakkümü zorbalık ve talan politikası üzerine kurulu, barbar görüyordu bu araştırmaya göre.
“Bizi görüyor” olmaları ilgimi çekmişti ve çizgi roman dünyasını merak etmeye başlamıştım.
O günden beri de çok olmasa bile göz ucuyla hep takip ederim o dünyayı.
O dünya şu an İstanbul’da.
Fransız Kültür Merkezi’nde “Yüzde yüz” adlı bir çizgi roman sergisi var.
13 Eylül’e kadar devam edecek ama sergi pazar günleri kapalı.
Geçen ocak ayında, her yıl dünyanın farklı ülkelerinden çizerleri bir araya getiren Uluslararası Angoulême Çizgi Roman Festivali’nde yeni kurulan Çizgi Roman Müzesi, bu sergiyle açılışını yapmıştı.
İşte bu sergi şimdi burada.
Müzenin koleksiyonunda olan orijinal çizimler ve bu çizimlere farklı ülkelerin çizerleri tarafından getirilen yorumlar sergileniyor. Türk çizerler de var bu sergide ve çizimleri müzenin koleksiyonunda kalıcı yerini alacak.
Çizgi roman tutkunları, bence hâlâ görmediyseniz bu sergiyi kaçırmayın..