Dün Taraf gazetesinde Melih’in (Altınok) yazısını okuduğumda ‘işte okumayı istediğim yazı’ dedim kendi kendime…
CHP kurultayını takip eden Melih’in ‘Bugün CHP’yi değil CHP’lileri anlatayım dedim size’ diye başlayan yazısı tam kurultayı seyrederken aklımdan geçene tercüman oluyordu.
CHP’yi biliyoruz da kim bu CHP’liler?
Kaç çeşit CHP’li var?
Gerçekten çeşit çeşitler mi yoksa aynı bedenin farklı kolları mı?
Melih iki gün boyunca takip ettiği kurultayda gördüğü, kendi anlatımıyla “ağabeyleri, ablaları, kardeşleri” beşe ayırmış…
Anadolu kaplanları, Güneş Yolcuları, Karaoğlan Efekti, CHP’nin şakirtleri, CHP-ML’liler.
Harika bir anlatım bence.
Bu yazıyı mutlaka okuyun…
İnsana CHP’yle ilgili pek çok şey düşündürüyor…
İlk akla gelen de ‘sahtekarlıkları’ oluyor aslında…
Durun hemen kızmayın…
Belki okuyunca siz de hak verirsiniz…
CHP, Kemalist bir parti.
Tek parti olarak kurulmuş, tek parti ideolojisine göre biçimlenmiş.
İsmet Paşa’nın bir sabah aniden tek parti faşizminin kalesi olan CHP’nin artık ‘ortanın solunda’ olduğunu açıklayıvermesiyle de Kemalizm olmuş “solcu” Kemalizm…
Halkın sırtına binen devletin temsilcisi, milleti ezen asker ve sivil bürokrasinin partisi, işçilerin ve emekçilerin partisi haline gelmiş bir sabah.
Gene sapına kadar devletçilerdi, darbelerin ordusu gene onlara sadıktı ve onlar gene orduya sadıktılar.
Devletin valisi, bürokratı, generali, jandarması gene CHP tarafından temsil ediliyordu ama aynı zamanda da onlardan sopa yiyen işçinin, emekçinin temsilcisi de CHP’ydi.
O sırada Sovyetler yönetiminin de devletçi olması devletçilikle solculuk arasında kesin bir bağ olduğuna inandırmıştı insanları.
CHP de bu inançtan faydalanıp kendi devletçiliğini solculuk diye sunuyordu.
Ama söylenmeyen bir gerçek vardı…
Sovyetler’de devlet işçilerindi…
Burada ise generallerin, bürokratların, valilerin, polislerindi…
CHP bu küçük ayrıntıyı buradaki emekçilerinden saklıyordu…
Bu arada İşçi Partisi kapatılmıştı, Komünist Parti yasaklıydı…
Ortada tek sol parti olarak CHP vardı.
Gerçek sol partileri sahneden silmişler, CHP’yi de “işte bundan böyle sol bu partidir” diye ortaya koymuşlardı.
Türkiye’deki yasakların savunucusu olan devletin partisi aynı zaman da solcu partiydi…
Bu olanlara “sahtekarlık” diyebiliriz değil mi?
Kurultay sonuçlarına ya da yıllardır CHP’de yaşananlara bakarsanız, bu sahtekarlığın onları nasıl eritip yok ettiğini görürsünüz.
CHP kaçınılmaz olan erime sürecini yıllardır yaşıyor aslında…
45 yıldır sürdürdükleri kurnazlık artık onları taşımıyor…
Aslına bakarsanız bu gerçeği görmezlerse, başkanları kim olursa olsun eriyip yok olacaklar…
Çünkü hem Kemalist, hem solcu, hem ilerici, hem Ergenekonu destekleyen bir parti olmaları mümkün değil…
Yıllarca gerçek kimliklerini sakladılar…
Ne olduğu belirsiz bir parti oldular…
Melih bu durumu nefis anlatmış…
Eğer şimdi sahtekarlıktan yoruldularsa onlar için bir ümit var demektir.
Belki artık kendilerine şimdi gerçek bir kimlik bulurlar…
İsmet Paşa dedi diye CHP sol parti olur mu?
Haberin Devamı