Haberin Devamı
Bir toplumu ileri götürecek tek güç, o toplumdaki yaşama isteğidir bence…
Duyduğu isyandır…
Yapabileceklerine olan inancıdır…
Hayatı dibine kadar yaşama arzusudur…
Bunlar olmadığı zaman o toplumu yerinden kıpırdatamıyorsun, ağır bir kaya gibi olduğu yere çöküyor…
Peki, bu kayayı olduğu yerden oynatacak bir güç var mı?
Tabii ki var…
Kadınlar…
Bir toplumda kadınlar değişmeye başlarsa herkes orada bir hayat da olduğunu anlar…
Geçen gün Türkçe’ye “Duyguların Rengi” diye çevrilen The Help filmini seyrettim.
Octaiva Spencer’ın en iyi yardımcı kadın Oscar’ını aldığı film…
Kathryn Stockett’in New York Times’ın çok satanlar listesinde bir numara olan romanından uyarlanmış.
Altmışların başında Mississippi, Jackson’da geçen olağanüstü bir kadın hikayesi.
Daha önce sinemada defalarca işlenen 1960’lardaki ırkçılık meselesinin merkezine kadınları yerleştirerek anlatıyor olanları.
Beyaz kadınların siyah kadınlara yaptığı zulmü anlatıyor aslında…
Beyaz genç kadınların evinde çalışan siyah hizmetçilerin hikayesi.
Ve film, iki siyah bir beyaz kadının toplumun tüm baskılarına rağmen bu zulme başkaldırışının öyküsü …
Kadınların “daha iyi yaşamak istiyoruz” demesiyle koskoca bir toplumun değişebileceğinin hikayesi…
Özgürlüğün kadınların cesareti ve konuşmaya başlaması sonucunda geldiğinin en güzel anlatımı.
İnsanı gerçekten derinden sarsan çok etkileyici ama yumuşacık bir anlatımı olan bir film…
Seyretmediyseniz mutlaka seyredin…
Kadınların gücüne hayran kalacaksınız…
Filmden çıktıktan sonra bizi düşündüm…
Bizim toplumumuzda yaşayan kadınları…
Yöneticileri, patronları tarafından horlanan, erkeklerin bütün hıncını boşaltacağı bir öfke tenekesi gibi kullanılan…
Ezilmiş erkeklerin kendilerini güçlü hissetmelerini sağlayan bir sübap görevi gören…
Herhangi bir şeyi istemesi yasaklanan…
Kendi istekleri, kendi hayatı olması imkansız olan kadınları…
Bu kadınlara isterlerse içlerindeki güçle tüm hayatlarını değiştirebileceklerini nasıl inandırabiliriz diye düşündüm…
Onları hapsedildikleri küçücük hayatlardan nasıl çıkarabiliriz diye…
Çünkü bir çıktılar mı her şeyi değiştirecek güce sahipler.
Erkeklerde olmayan bir gücün kadınlarda bulunduğuna inanıyorum.
Sanırım seyrettiğim film de bu inancımı güçlendirip…
Beni “hadi hayata çıkalım,hadi inandıklarımızı yapalım” diye bağırmaya kışkırttı.
Buna inanmakta zorlanan tüm kadınlara hayat denen mucizeyi anlatmak istedim…
Neler yapabileceklerini, ihtiyaçları olan tek gücün kendilerinde olduğunu göstermek istedim…
Hadi hayata çıkalım…
Hadi bunu istemekteki sihri keşfedelim…
Çünkü o sihir, yeni bir yaşamın anahtarı…