Hangisi kazansa biz kaybediyoruz...

Haberin Devamı

Tayyip Erdoğan ile Fethullah Gülen öylesine birbirlerine kilitlenip, ortak bir düşmanlığın içinde birbirlerine karıştılar ki artık kaderleri de birbirlerine yapıştı bence.

Kim kazanırsa kazansın, ikisi de kaybedecek.

En azından yaşanan olaylara baktığımda benim hissettiğim bu.

Kazananı olmayan o dipsiz kuyuya düştüler beraber.

Kavgaya devam ettikçe biri kazanıp diğeri kaybedecek gibi gözükse de, bence iki insanın ortaklaşa yok oluşunu izliyoruz.de daha önce başka insanların hayatlarının mahvolmasına aldırmadığından, toplum da ikisinin yaşadıklarını fazla üzülmeden seyrediyor.

Bu kavganın en kötü tarafı seyredeni de öldürmesi aslında.

Onlar yok olurken biz de kendimizin öldüğünü fark edemiyoruz.

Yaşayanın yaşarken fark edemediği bu minik trajedilerden birini yaşıyoruz, bu kavgada taraf oldukça biz de yok olacağız.

***


Hükümetin lideriyle bir cemaat lideri tutkuyla birbirlerini yok etmeye çalışıyorlar.

Bütün tutkularda olduğu gibi kendi ihtiraslarıyla körleşip gerçeklerden kopuyorlar, yalnızca tek bir hedefe, düşmanı yok etmeye doğru yürüyorlar.

Düşmanıyla beraber kendilerini de, onları destekleyenleri de yok etmekte olduklarını sezemiyorlar.

Bu kavgada galip gelen de mağlup olanla beraber kaybolacak aslında.

Bunu göremiyorlar.

Ellerindeki hançerlerle rakiplerine vurup ondan bir parça kopardıkça kendilerinden de bir parça kopuyor ama kavganın heyecanından bunu hissetmiyorlar.

Vahşi bir dövüş bu.

Bu kavgada taraf olmanın nasıl bir yararı olabilir ki bize...

Nedense pek çoğumuz taraf olmayı tercih ediyoruz ama birbirlerinden bir farkları varmış gibi gelmiyor bana ne yazık ki...

***


Hangisi kazansa biz kaybediyoruz.

Onca zaman bilmiyorlar mıydı bugün birbirleri hakkında söylediklerini... Birinin yaptığı yolsuzluklar, diğerinin devlet içinde kadrolaşması sır mıydı onlar için?kazanmak için konuşmak, zamanında sustuğunu unutturabilir mi bize?

Unutturmamalı.

Bütün her şeye göz yumacaksınız karşılıklı, sonra birbirinizle kavga edince de bize şikayet edeceksiniz.

Onca zaman sustuğunuzu biz nasıl görmezlikten geleceğiz peki?

Siz konuştukça ben sizin dost olduğunuz zamanki sessizliğinizle nasıl küçülüp yok olduğunuzu duyuyorum...

Ak Parti bu kadar kirliyse, Cemaat bu kadar “çeteciyse” bunu neden şimdiye kadar söylemediniz?

Hangi pazarlığın, hangi anlaşmanın karşılığı olarak yaptınız bunu?

***


Birbirlerini yeneyim derken tüm maskelerini attılar, artık bunu saklamaya bile uğraşmıyorlar farkındaysanız...

Gördüklerimiz ise dehşet verici.

Aslında ortada bir devlet olmadığını, büyük yolsuzluklar, paylaşım kavgaları yaşandığını, yargının hukuktan koparıldığını, hukuka hiç aldırılmadığını öğreniyoruz.

Biz nerede, nasıl bir toplumda yaşıyoruz?

Hangimizin güvencesi olabilir mi böyle bir yerde?

Bütün bu yaşananlar bize bu devleti yeniden oluşturmamız gerektiğini, sağlam bir temel kurmamızın kaçınılmazlığını gösteriyor.

Bu korkunç ve bir anlamda acıklı kavganın tek yararı, bugüne kadar gizlenen her şeyi bu sefer bütün açıklığıyla görmemiz, ne yapmamız gerektiğini açıkça anlamamız sanırım.

Bunun gereğini yapamazsak bir daha belimizi düzeltemeyeceğiz korkarım.

DİĞER YENİ YAZILAR