Hangisi daha tuhaf, AMK mı AMK’ya kızanlar mı?

Haberin Devamı

Herkesin herkesi yasaklamaya, susturmaya çalıştığı bir toplumda yaşıyoruz.

Ömür boyu yasaklar altına ezilenler bile gücü ele geçirir geçirmez başkalarını yasaklamak istiyorlar.

Müthiş bir hak savaşının olduğu bir dönemdeyiz.

Kadınlar haklarını istiyor, Kürtler haklarını istiyor, Aleviler haklarını istiyor, gazeteciler haklarını istiyor, öğrenciler haklarını istiyor, memurlar haklarını istiyor, modernler haklarını istiyor.

Her kesimin yıllarca ayrı ayrı ezilmesi ve haksızlığa uğraması bütün toplumu zehirleyen ve zedeleyen bir çarpılma yaratıyor kaçınılmaz olarak.

Hepimiz aynı yerimizden zedeleniyoruz.

Herkes “kurban” olduğu için herkes aynı zaman da “kutsal” olduğuna da inanıyor, kendisiyle ilgili her konuda alınganlaşıyor.

Şaka yapamaz hale geliyoruz.

Bizim toplum şaka yapamıyor…

Şaka sevmiyor…

Şaka yapılan, kendisini aşağılanmış hissediyor.

Öyle aşağılanmışız ki yıllardır, şakaya tahammülümüz kalmamış.

Şakaların kötü niyetli olduğunu düşünmeye eğilimliyiz, aşağılamanın başka bir yöntemi olduğuna inanıyoruz.

Hakları için mücadele eden toplumlarda mizah anlayışı da köreliyor bana sorarsanız.

AMK çıkalı bir hafta oldu sanırım…

Bir 15 gündür de tartışılıyor…

“Böyle isim olur mu” diye?

Hakkında yazılanları okudukça AMK isminden çok, bunu bu kadar ciddiye almayı yagırgadım.

Gerçekten beğenmeyip küçümseseydik, gerçekten beğenmez ve bir sonraki dakika da onu hatırlamazdık bile…

Ama iş, kadınların aşağılanmasına kadar geldi.

Dün Ayşe Arman’ın AMK’ın genel yayın yönetmeni Gökmen Özdemir’le yaptığı mini röportajı okudum.

Ayşe’nin ilk sorusu:

“Gazeteye koyduğunuz ismi nasıl savunuyorsunuz?”

Sadece tuhaf bulup yüzümüz buruşturarak geçebileceğimiz bir ismin savunulmasını beklemesi, bunu bu kadar ciddiye alması beni biraz yadırgattı.

Ayşe, kadınların itiraz edip etmediğini soruyor.

Çünkü kadınlar o kadar eziliyorlar ki bu toplumda, AMK ismininin de kendilerini aşağılamak amacıyla konduğunu zannediyorlar gerçekten…

Gökmen de “AMK mizah… Siz hiç Londra’da Fcuk’dan alışveriş yapmıyor musunuz?” demiş.

Bu ülkede yaşayan neredeyse herkesin kendisine şaka yapılamayacak kadar ezilmiş olması, bizim mizah yeteneklerimizi de köreltti galiba.

Şakadan, mizahtan bu kadar kopan bir toplumda, şaka yapınca da ortaya AMK çıkıyor işte.

Ama herşeye rağmen AMK’ye duyulan öfke, bana AMK isminden de tuhaf geliyor doğrusu.

Tamam, kötü bir şaka ama şaka işte.

Bundan da bir aşağılama çıkartmaya gerek yok bence…

Kadınları, kötü bir şakadan bile rencide olacak kadar “kutsal” görmenin bizim haklarımıza bir yararı olacağını sanmıyorum, aksine böyle şeylere aldırmayacak kadar güvenli olmak “hak kavgasını” daha güçlü kılar diye düşünüyorum.

Tabii daha iyisi, şaka deyince aklına sadece “AMK” gelen ve ergenliklerini bir türlü aşamayan bu erkeklerle dalga geçmektir.

“Sen ilkokulu bu sene mi bitirdin çocuğum? Hangi ortaokula gideceksin bakayım” der geçersin.

Kimsenin “hakkına” saldırdıkları yok bu çocukların, onlar yaşları kaç olursa olsun hala sivilceli oğlanlar işte.

DİĞER YENİ YAZILAR