Haberin Devamı
Sanki artık sadece insanlar değil hayatlar da ölüyor bu ülkede… Havai fişekler gibi patlıyor yalanlar, sahtekârlıklar, aldırmazlıklar bayrak direklerine çekiliyor görmeyen kalmasın diye…
Bir yerlerde kiraz çiçekleri açsa da biz hep diğer yanda kalıyoruz sanki…
Siz yaşıyorum zannediyorsunuz ama aslında hayatınız ölüyor…
Geçtiğimiz hafta sonu Antalya’ya gittim.
Bu pörsümüş, buruşmuş, solmuş bir hayattan sağlıklı ve renkli bir hayata geçtim.
Sanki başka bir âleme yolculuk ettim…
Çocukların çok kolay öldüğü bu topraklarda, yaşayan, yaşatılan çocuklar gördüm.
Belek National Golf Club’da golf öğrenen Antalya’nın köylerinden gelmiş 60 çocuk…
Bu cümleye şaşırdıysanız eğer bir de benim gördüğümü görseydiniz ne hissederdiniz acaba?
Hayatın tüm zorluklarını o ürkek bakışlarında taşıyan, çekingen gülümsemeleri olan, içinde bulunduğu hâli yadırgasa da gelecekten umutlu yaşları 7 ile 18 arasında değişen 60 çocuk…
O çocukları sırtlarında golf çantaları heyecanla top vurmaya giderken gördüğünüzde ne kadar zorlasalar da tüm hayatları öldüremediklerini görüyorsunuz…
Yüzünüze tıpkı o çocuklar gibi çekingen ama umutlu bir gülümseme yerleşiyor sonra.
Kimse duymasa da dudaklarınızdan ‘olabilir’ lafı dökülüyor, ‘Evet bu çocuklar kurtulabilir…’
Çocukların pek çoğu Antalya Yetiştirme Yurdu’ndan.
Golften, İngilizceden, nasıl yemek yenirden, ne zaman ne giyilirden, nasıl mutlu olunura kadar pek çok şey öğreniyorlarmış burada. İşte ben o ‘burada’ya gittim geçtiğimiz hafta sonu…
Belek National Golf Club Junior Akademi. Uzun zamandır bu kadar etkilenmemiştim sanırım hayattan.
O yaralı gözlerle, sırtlarında asılı çantalarda golf sopaları taşıyan çocuklar bana hayatın yokuşunun çok dik olduğunu ama hayatın ölmediğini fısıldadı.
Sonra sizin merak ettiğiniz şeyleri merak ettim ben de tabii…
Bütün bunları kim yapıyor?
Turgut Özal’ın da yatırım konusunda danışmanlığını yapmış yatırımcı Bülent Göktuna... National Golf Club’ın sahibi, uluslararası yatırım şirketi Mineks’in ve İstanbul Cerrahi Hastanesi’nin Yönetim Kurulu Başkanı, şimdilerde de antiaging üzerine Ageless isimli bir klinik açmakta olan bir doktor… Ve tabii bir golfçü.
Çocukları çok sevdiği ve onların iyi birer golfçü olmasını istediği her hâlinden belli olan biri Göktuna.
Hayatın bir yanı çürüyüp kokuşurken diğer yanında çocukların gülümsediğini görmek bana iyi geldi doğrusu…
Geldiğim karanlığı unuttum çocukları izlerken.
Sonra beni düşündüren bir şey daha oldu; AK Parti Antalya Milletvekili, AB Bakanı ve Başmüzakereci Mevlüt Çavuşoğlu ile tanıştım orada. Golf oynuyormuş o da…
Sabahları altı buçukta, hatta beşte bile oynadığı oluyormuş.
Sohbet ettik bir süre.
Açıkçası, o yanıma gelmeseydi sanırım ben onunla sohbet etmeyi pek de aklımdan geçirmezdim.
Siyasetin hepimizi karanlığa hapsettiği, özgürlüklerin yok olduğu, siyasetin hayata cevap veremediği şu günlerde bir siyasetçiyle konuşmayı sanırım pek de cazip bulmazdım…
Ama golf mü insanı başka biri yapıyor, Mevlüt Çavuşoğlu mu zaten ‘başka’ biri bilmiyorum ama AK Partili bir bakana rastladım gibi hissetmedim onunla konuşurken.
Uygar ve yumuşak bir üslupla konuşan, iyi yetişmiş bir adamdı karşımdaki.
Hayat tamamen ölmemiş bu ülkede.
Hâlâ sevindirici, şaşırtıcı küçük vahalar yeşeriyor bu çölün içinde.
O vahalardan birine rastladım işte Antalya’daki golf akademisinde, çocukları izledim, onlar için umutlandım.
Nefes aldım biraz.
Bu ülkenin aslında ne kadar güzel ve mutlu bir yer olabileceğini bir kez daha fark ettim ve bir gün hak ettiği mutluluğa kavuşacağını hayal ettim o çocukları izlerken.