Gerçeklerle uyumlu musun?

Haberin Devamı

Doğada geçirdiğim zaman arttıkça, hayatın bizim algıladığımız kısmı giderek komik gözüküyor bana.

Neleri ciddiye aldığımız ve kendimizi nasıl algıladığımız doğanın işleyişi yanında insanı güldürüyor gerçekten.

Bizler doğanın kurallarına pek aldırmadan yaşıyoruz.

Hata doğanın parçası olduğumuzu unuttuk bile…

O kuralların bizim hayatımızı da güzelleştireceğini bilmiyoruz.

Kendimizi ve düşündüklerimizi öylesine esas zannediyoruz ki bir fetişistin tutkusuna dönüşüyor bizim kendi düşündüklerimize olan bağlılığımız,haklılığımıza olan düşkünlüğümüz.

***


Sayısız Fenerbahçe taraftarından mail aldım yine geçen günkü yazıdan sonra…

Gezi direnişi yazılarından sonra da AK Parti taraftarlarından oldukça fazla mail geliyor.

Hep aynı kızgınlık var…

‘Biz haklıyız kabul et.’

***


Farkındasınız değil mi?

Söz düelleloları, haklı olma açlığı taşıyan gerginlikler genellikle bizim gibi toplumlarda var…

Sözlü tartışmalara, sadece haklı olmaya düşkünüz biz.

Hani bazı adamlar vardır topuk fetişistidir.

Bir kadının kendisinden ziyade topuğuyla ilgilidir.

Kadını değil sadece topuğunu görmek ister…

Küçük bir parça bütünden daha önemlidir onun için.

Galiba bizim toplumumuzda da bu tür fetişizmler bulunuyor bazı konularda.

Küçük bir ayrıntıya takılıp bütünü her defasında kenara bırakıyoruz çünkü biz…

Konu ne olursa olsun.

Yalnızca o ayrıntıyı konuşmaktan, o ayrıntıyı tartışmaktan, o ayrıntıyla ilgilenmekten ‘mutena’ bir zevk alıyoruz.

O küçük parçada haklı çıkmak istiyoruz.

Ne Fenerbahçede aslında ne oluyor, ne Türkiyede aslında ne oluyor bizi ilgilendirmiyor.

Biz kendimize küçücük bir yer seçip orada haklı olmaya bayılıyoruz…

***


Halbuki doğada haklı olmak yok, uyumlu olmak var. Gerçeklerle uyumlu olmadığında hayat seni çarpıyor.

Geçen gün küçücük bir kitap aldım…

Ayın hareketlerine göre yaşam…

İçinde haklı çıkma fetişmi olmayan bir kitap…

Ayın hareketlerini ve doğadaki değişimi anlatıyor.

Doğadan nasıl koptuğumuzu, kendi hayatlarımızı nasıl asıl sanarak doğanın parçası olduğumuzu unuttuğumuzu ve nasıl giderek huzursuz ve mutsuz insanlar haline dönüştüğümüzü, uyum yerine söze olan düşkünlüğümüzü…

Ayın ritmi ile doğanın ilişkisine vuruldum…

Size küçücük eğlenceli bilgiler vereyim mi?

Bugün 21 temmuz…

Ay büyümekte…

Bedene verilen her şey iki kat değerleymiş bugün…

Alınan ilaçların etkisi daha güçlü…

Şifalı bitkilerin toplanma zamanı…

Cilt ve tırnak bakımına için uygun günler…

Bitkilerin gübrelema zamanı…

Kök bitkiler ekebilirsiniz, zerdeçal zencefil turp soğan sarımsak rezene…

Elma kayısı kiraz seftali vişne üzüm incir et balık peynir tam bugday ve kök sebzeler tüketme günü…

***


Doğa ne kadar sade ve uyumlu.

Onun dediklerine uymazsanız buna hiç aldırmıyor ama bir sure sonra siz bir şekilde bir bedel ödüyorsunuz bu hatanız için.

Hayatın içinde de böyle olduğunu düşünüyorum bazen.

Gerçeğin sadeliğinden koptuğunuzda, haklı görünmenin fetişizmine kapıldığınızda sonunda bir bedel ödemekten kurtulamıyorsunuz.

Doğanın parçası olun… O sizin ‘haklılığınızı’ sizden daha iyi korur…

Gerçeklerle uyumlu musun?

Doğada geçirdiğim zaman arttıkça, hayatın bizim algıladığımız kısmı giderek komik gözüküyor bana.

Neleri ciddiye aldığımız ve kendimizi nasıl algıladığımız doğanın işleyişi yanında insanı güldürüyor gerçekten.

Bizler doğanın kurallarına pek aldırmadan yaşıyoruz.

Hata doğanın parçası olduğumuzu unuttuk bile…

O kuralların bizim hayatımızı da güzelleştireceğini bilmiyoruz.

Kendimizi ve düşündüklerimizi öylesine esas zannediyoruz ki bir fetişistin tutkusuna dönüşüyor bizim kendi düşündüklerimize olan bağlılığımız,haklılığımıza olan düşkünlüğümüz.

***


Sayısız Fenerbahçe taraftarından mail aldım yine geçen günkü yazıdan sonra…

Gezi direnişi yazılarından sonra da AK Parti taraftarlarından oldukça fazla mail geliyor.

Hep aynı kızgınlık var…

‘Biz haklıyız kabul et.’

***


Farkındasınız değil mi?

Söz düelleloları, haklı olma açlığı taşıyan gerginlikler genellikle bizim gibi toplumlarda var…

Sözlü tartışmalara, sadece haklı olmaya düşkünüz biz.

Hani bazı adamlar vardır topuk fetişistidir.

Bir kadının kendisinden ziyade topuğuyla ilgilidir.

Kadını değil sadece topuğunu görmek ister…

Küçük bir parça bütünden daha önemlidir onun için.

Galiba bizim toplumumuzda da bu tür fetişizmler bulunuyor bazı konularda.

Küçük bir ayrıntıya takılıp bütünü her defasında kenara bırakıyoruz çünkü biz…

Konu ne olursa olsun.

Yalnızca o ayrıntıyı konuşmaktan, o ayrıntıyı tartışmaktan, o ayrıntıyla ilgilenmekten ‘mutena’ bir zevk alıyoruz.

O küçük parçada haklı çıkmak istiyoruz.

Ne Fenerbahçede aslında ne oluyor, ne Türkiyede aslında ne oluyor bizi ilgilendirmiyor.

Biz kendimize küçücük bir yer seçip orada haklı olmaya bayılıyoruz…

***



Halbuki doğada haklı olmak yok, uyumlu olmak var. Gerçeklerle uyumlu olmadığında hayat seni çarpıyor.

Geçen gün küçücük bir kitap aldım…

Ayın hareketlerine göre yaşam…

İçinde haklı çıkma fetişmi olmayan bir kitap…

Ayın hareketlerini ve doğadaki değişimi anlatıyor.

Doğadan nasıl koptuğumuzu, kendi hayatlarımızı nasıl asıl sanarak doğanın parçası olduğumuzu unuttuğumuzu ve nasıl giderek huzursuz ve mutsuz insanlar haline dönüştüğümüzü, uyum yerine söze olan düşkünlüğümüzü…

Ayın ritmi ile doğanın ilişkisine vuruldum…

Size küçücük eğlenceli bilgiler vereyim mi?

Bugün 21 temmuz…

Ay büyümekte…

Bedene verilen her şey iki kat değerleymiş bugün…

Alınan ilaçların etkisi daha güçlü…

Şifalı bitkilerin toplanma zamanı…

Cilt ve tırnak bakımına için uygun günler…

Bitkilerin gübrelema zamanı…

Kök bitkiler ekebilirsiniz, zerdeçal zencefil turp soğan sarımsak rezene…

Elma kayısı kiraz seftali vişne üzüm incir et balık peynir tam bugday ve kök sebzeler tüketme günü…

***


Doğa ne kadar sade ve uyumlu.

Onun dediklerine uymazsanız buna hiç aldırmıyor ama bir sure sonra siz bir şekilde bir bedel ödüyorsunuz bu hatanız için.

Hayatın içinde de böyle olduğunu düşünüyorum bazen.

Gerçeğin sadeliğinden koptuğunuzda, haklı görünmenin fetişizmine kapıldığınızda sonunda bir bedel ödemekten kurtulamıyorsunuz.

Doğanın parçası olun… O sizin ‘haklılığınızı’ sizden daha iyi korur…

DİĞER YENİ YAZILAR