Fenerbahçe, Emre Belözoğlu‘nu Atletico Madrid‘den geri almakla akıllı bir futbol ticareti yaptı mı acaba? Ne dersiniz?
Emre’nin dönüş haberini duyduğumdan beri cevabını düşündüğüm soru bu...
Aynı konuyu 1 Ekim’de yayınlanan yazımda başka bir açıdan ele almış ve Emre’nin gönderiliş hikayesiyle ilgili şunları yazmışım:
“...Bana Emre Belözoğlu’nun çok yakın bir dostu anlattı.
Geçen sezonun ortası, F.Bahçe- Bursa maçında takım çok kötü sahada, F.Bahçe devre arasında soyunma odasına sıkıntılı bir şekilde gidiyor. Baroni soyunma odası koridorlarında ertesi gün takıma vereceği barbekü partisi için davetlerini yaparken, zaten saha içinde öfke kontrolü neredeyse “sıfır” olan ve eski Gırgır dergisindeki karikatür kahramanı Zihni Sinir’e benzettiğim Emre, Baroni ile tartışıyor.
Maç bitiyor. F.Bahçe ite kaka kazanıyor. Ve orada Emre ile Kocaman ilişkisini sonsuza kadar bitiren o olay yaşanıyor işte.
Emre devre arasındaki kavganın etkisiyle Baroni ile sahanın ortasında da tartışmaya devam edip, kavgayı soyunma odası koridorlarına kadar taşıyor.
Alex, çok sinirli olan Emre’yi sakinleştirmeye çalışıyor. Soyunma odasının kapısında takımı bekleyen Kocaman, Emre ile Alex’in kavga ettiğini sandığı için araya giriyor.
Gereksiz bir adrenalin patlaması yaşanıyor. Aykut Kocaman, Emre’ye “Gir ulan içeri”diye bağırıyor. O sıradaki karambolde Alex’in dirseği Emre’nin kafasına yumruk şiddetinde çarpıyor. Kötüsü Emre, arkasında bulunan Aykut Kocaman’ın kendisine vurduğunu sanıyor ve hocasını yakasından tutup soyunma odasının içine itiyor.
Hatta “Bana babam el kaldırmamış bugüne kadar, sen kim olduğunu sanıyorsun ulan?”diye bağırıyor.
Bütün takım seferber oluyor, Kocaman odanın dışına çıkarılıyor, Emre sakinleştiriliyor. Ama öfkesinin kontrolü hiç olmayan Emre içerde hocasına saydırmaya devam ediyor.
Bana sorarsanız F.Bahçe’nin şu anki durumunun miladı bu olay oluyor.
Aykut Kocaman, bu hareketi hiç unutmayıp sezon sonunda yönetime Emre’yi takımda istemediğini söylüyor. Emre gönderiliyor.
F.Bahçe Emre’nin boşluğunu doldurmak için arıyor, tarıyor, aynı değerde birini bulamıyor. Emre tecrübesiyle özellikle Türk oyuncular arasında sayılan ve sevilen bir isim.
En son Chelsea’den Meireles geliyor. Meireles belki futbol kalitesi olarak dünya standartlarında ama takım içindeki etkisi sıfır...
F.Bahçe sezon başına 2.5 milyon Euro ödeyerek oynatabileceği Emre’yi o olayın faturası olarak gönderirken, toplam 20 milyon Euro harcayıp Meireles’i alıyor. Ancak takımın içinde“lider” oyuncu olma açısından önemli bir tecrübeyi kaybediyor. Emre sahada antipatik bir oyuncu ama lider özellikli neticede.”
Peki bunca olaydan sonra Emre’nin F.Bahçe’ye geri dönmesi ne anlama geliyor?
Bence,
Aziz Yıldırım, “Ben sezon başından yanlış tasarrufta bulundum. Emre bu takıma lazım bir adamdı, 5 milyon Euro’ya Topal’ı 10 milyona Meireles’i aldım ama orta sahadaki boşluğu ve takımdaki ağabey eksikliğini gideremedim.. O zaman hatamdan dönüyorum”diyor…
Aykut Kocaman ise “Dün dündür, bugün bugündür... Ben gönderdim ama takıma tekrar ben alırım.”…
Aslında Emre’nin dönüşü F.Bahçe açısından çok başarılı bir transfer operasyonu...
Çünkü takımın Emre’nin sahadaki dinamizmi ve hırsına; saha dışında da karizması ve birleştiriciliğine ihtiyacı var.
Davul zurnayla Madrid’e gönderdiğin 32 yaşındaki futbolcuya az da olsa bir bonservis ödeyip, 2.5 yıl için geri almak, “Emre artık bu takımın demirbaşı”demektir. Bu da Volkan, Gökhan, Kuyt, Sow, Baroni gibi F.Bahçe’nin etkin futbolcularına verilmiş bir mesaj aynı zamanda.
“Emre sezon başında gönderilmese daha mı iyi olacaktı?” sorusunun cevabı ise biraz daha karışık ama fikrine çok güvendiğim önemli bir teknik direktörün bu konudaki teşhisine katılıyorum.
Diyor ki:
F.Bahçe Emre’yi gönderdikten sonra Meireles ve Topal’ı aldı. Selçuk ve Baroni zaten var. Salih de piyasaya çıktı sayılır. F.Bahçe’nin eksiklik yaşadığı pozisyon 10 numara, yani Alex’in pozisyonu. Ordaki eksik yüzünden hücuma organize çıkamıyor. Aykut Kocaman, eğer Emre’yi 10 numarada oynatırsa; hem “Alex az koşuyor” diye lağvettiği bölgede her maç 10 bin metre koşan bir tecrübeli adamı olur. Hem de Emre’nin yaratıcı özellikleri ortaya çıkar. Ama Emre yine ön liberoda kalacaksa boşuna alınmış olur. Sadece takıma yapacağı ağabeylik ile katkı sağlar.
Çok doğru değil mi?
Neredeyse futboldan anlamanıza bile gerek yok ne dendiğini anlamak için…
Ancak esas soru şu:
Aykut Kocaman gerçekten Emre’yi affetti mi? Affedecek mi?
Yoksa gölge tiyatrosu mu yaşanıyor F.Bahçe’de...
Zaman bize bu soruların yanıtlarını nasılsa gösterecek… Çünkü Fenerbahçe’nin yaşadığı teknik sorunların altında, insan ilişkilerindeki yönetim hatalarının olduğu artık bir sır değil…