Çok cesur bir siyasi gösteri...

Haberin Devamı

Geçen gece ortak bir arkadaşımızın doğum gününde Şafak Pavey’le beraberdik.

Uzun zamandır oturup uzun uzun konuşamamıştık Safak’la, hayattan, siyasetten, aşktan, yaşlanmaktan…

Kasım ayında üşümediğimiz, dostlarımızla birlikte olduğumuz bir gece bulmuştuk kendimize konuşmak için, sanslıydık.

Şafak’a “tek bir konuşmayla hem Ak Partiyi hem CHP’yi sarstın, ben kırmızıları giymek diye buna derim” dedim.

Alfred De Vigny, askerlik anılarından oluşan hikayelerini yazdığı Askerliğin Kulluğu ve Büyüklüğü kitabında anlatır bu hikayeyi, eski aristokratlar savaşa giderken kırmızı elbiseler giyerlermiş. Dostlar kahramanlıklarını daha iyi görsünler, düşmanlar kendilerine daha iyi nişan alsınlar diye.

***


Şafak çok güldü bu söze.

Ben gerçekten de Şafak’ın Meclis’teki son konuşmasıyla Ak Parti’yi sarstığı kadar CHP’nin kendi içine doğru depremlere yol açtığına inananlardanım.

CHP sanırım ilk defa, nasıl bir muhalefet yapması gerektiğini gördü, nasıl bir muhalefet tarzının ses getirebileceğini öğrendi,düşmanlarına ve dostlarına kendini açıkca gösteren CHP’li genç güzel bir kadından.

Bütün özgürlüklere bir arada sahip çıkmak, sadece belli bir kesimin özgürlüğünü savunup diğerlerini yok saymanın haksızlık olduğunu göstermek büyük bir cesaret, CHP için de büyük bir yenilik doğrusu.

Kırmızıları giymek.

Bütün eleştirilere rağmen ben Şafak’ın o konuşmasıyla siyasette yeni bir kapıyı açtığına gerçekten çok inanıyorum.

***


Siyasetçilerin “kamuflaj giysileriyle” mevzilerine saklandıkları bir dönemde “kırmızılarını” giyenler çok hedef olsa da çok da taraftar bulur.

Bu cesaretin ödülü mutlaka vardır…

Bugün başbakan Erdoğan “kırmızılarını” giyme cesaretini gösterebildiği için partisinde “tek adam”, karşısında aynı cesarete sahip tek bir kimse yok.

Kimse ama…

Diyarbakır’da Barzani’yle, Şivan Perwer’le, İbrahim Tatlıses’le unutulmaz bir Kürt şöleni düzenlemek, Abdullah Öcalan ve PKK’nın hazırlanmasındaki rollerinin reddedilemeyeceği büyük bir “zaferi” Kürtlere teslim etmek de “kırmızılarını” giymenin bir başka örneği.

Çok cesur bir siyasi gösteri.

Bu gösterinin “getirilerini” fazlasıyla hak eden cesur bir hamle.

Dün Diyarbakır’da gerçekten eşine az rastlanacak bir gelişme yaşandı bana sorarsanız…

***


Elbette Erdoğan, bu büyük gösterileriyle “süreçteki” başarısızlıklarının, Kürtlere haklarını vermekteki isteksizliğinin üstünü örtmeye çalışıyor ama bunu unutulmaz, tarihe geçen bir hamleyle yapıyor.

Bu olay, süreçteki tıkanıklıkları ortadan kaldırmasa da Kürt tarihinin en büyük zafer günlerinden birini yaratıyor.

Irak Kürtlerinin “kahramanı”, Kürtlerin başkent olarak gördükleri Diyarbakır’da devlet başkanı olarak selamlanıyor.

Erdoğan, “kırmızılarını” toplumun özgürlük yolunu açmak için değil kendi siyasi geleceğinin yolunu açmak giyiyor ama kendi yolunu açarken başka yolları da açmak zorunda kalıyor.

Barzani’nin Diyarbakır’da ağırlanması kaçınılmaz olarak yeni gelişmelere sebep olacak.

Belki de Erdoğan’ın hiç istemediği gelişmelere…

***


Toplumu “tek başına” biçimlendirmek, bu gücü ele geçirmek için çok ağır baskılar yaparken çok cesurca hamleler de gerçekleştiren Başbakan Erdoğan’ın karşısına etkili bir siyasi rakip olarak çıkmanın tek yolu “kırmızılarını” giyerek muhalefet etmek.

Erdoğan’ın sahiplendiği özgürlükleri kabullenirken, onun reddetmeye çalıştığı özgürlükleri de savunmak.

Şafak Pavey’in yaptığı gibi…

Özgürlüklerini savunmak için kırmızılarını giyme cesaretini göstermeyenlerin özgürlüklerini kaybedeceği bir dönemden geçtiğimizi herkesin aklında tutması gerekiyor sanırım.

DİĞER YENİ YAZILAR