İnsanların başkaları tarafından bilinmesini istemediği sırları hep olmuştur...
Daha küçükken başlar bu...
Genç kız arkadaşının kulağına heyecanla fısıldar:
- Bak, bir şey söyleyeceğim ama kimseye söylemeyeceksin. Dün Osman beni öptü...
Ama her sır, Osman’ın genç kızı bir kuytuda öpmüş olması kadar masum değildir elbet...
Daha korkunç sırlar da var.
Kimseye söylenemeyen cinayetler, ihanetler, kalleşlikler...
Gene de sırların en ürkütücü olanı hiç kuşkusuz devlet sırlarıdır...
Devletlerin ‘karanlıkta’ kalan bu sırlı bölümlerinde neler gizlendiğini öğrenmeye çalışmak bile suçtur.
Bu devlet sırrı kalkanının arkasında birçok oyunlar oynanır...
Bunun için gelişmiş ülkelerde belirli sürelerle devlet arşivleri halka açılır...
O ülkelerde karanlığın devletin her yanını sonsuza dek saklamasına izin verilmez.
Ama bizim gibi gelişmemiş daha doğrusu inatla gelişmek istemeyen ülkelerde ise arşivlerin halka açılması fikri bile komik bulunur.
Oysa bizdeki devlet sırlarının boyutunu düşünürsek, nasıl bir karanlığımız olduğunu, gelişmemiz için ilk şartın o arşivlerin açıklanmasının gerektiğini çok iyi anlarız.
Bizim kocaman bir karanlığımız var...
Hatta devletin gizlice yaptığı işler, açıkca yaptıklarından daha fazladır bizim ülkemizde...
Aslında bizim belki de her şeyden önce “devlet sırrı” kavramının kendisini ve niteliğini tartışmamız gerekiyor.
Devlet sırları, genellikle düşman yabancılardan saklanır, bizim gibi ülkelerde ise devlet sırlarını yabancı devletler bilir ama ülkenin halkı bilmez...
Eskiden durum daha da kötüydü.
Bütün dünyanın bildiği gerçekleri biz bir türlü bilemiyorduk...
Ama şimdi bu açıdan Türkiye’de önemli değişiklikler oluyor...
Devlet sırrı denen karanlık perdenin arkasında kalanlar ağır ağır da olsa açıklanıyor...
Türk halkıyla Türk devleti arasındaki o karanlık devlet sırrı uçurumu kapanıyor.
En azından son zamanlarda yaşananlar bana bu umudu veriyor...
Ayhan Çarkın’ın başlattığı ve kapanmasının zor olduğuna inanmak istediğim operasyon bu inancı besliyor.
Sanırım sonunda o dönemin bütün ‘devlet sırlarını’ öğreneceğiz...
Binlerce faili meçhul cinayete “devletin zirvesi” mi karar verdi?
O zirvede kimler vardı?
Mesut Yılmaz, Tansu Çiller, Süleyman Demirel bu katliamda rol aldı mı?
Mehmet Ağar’ın cinayetlerin gerçekleştirilmesindeki rolü neydi?
Milli Güvenlik Kurulu’ndaki generaller ne dedi?
Tetiği kimler çekti, kimler çektirdi?
Devlet nasıl mafyalaştı?
Bugün hala nasıl ve kimler tarafından korunuyorlar?
Niye korunuyorlar?
Bütün bunları öğreneceğiz.
Öğrendiğimizde dehşete kapılacağımıza eminim.
Bir zamanlar bu ülkenin zirvelerinde katillerin dolaştığının belgelenmesi karanlığı yırtacak ama o karanlın içinde saklananlar gün yüzüne çıkınca herhalde ciddi bir ürperme ve şaşkınlık da yaşayacağız.
“Saygıdeğer katillerin” bu ülkeyi bir zamanlar yönettiğini öğrenmek, bir kurşunun yanı başınızdan geçmesine benzer bir çarpıntı yaratacak sanırım.
Ama gerçekleri öğrenmenin vereceği güven ve suçluların cezalandırılacağını bilmenin vicdanlara vereceği rahatlık, doğrusu ya, bu çarpıntıya değer.
Somali için toplanan paralar nasıl harcanıyor?
Geçen hafta Star Gazetesinde Eser Karakaş bir yazı yazdı. Dedi ki ‘Ülkemiz Türkiye henüz çok büyük çapta yardım kampanyaları örgütlemede yeterli pratiğe sahip değil gibi duruyor.
Çünkü nedeni Türkiye’de vergi mükelleflerinin kamu harcamalarının meşruiyetine inanmaması, harcamaların TBMM ve Sayıştay tarafından yeterince etkin denetlenememesi, sonuçların vatandaşla yeterince paylaşılmaması.
Vatandaş ödediği her kuruş verginin kendisine batık banka zararı, yolsuzluk, ihalelerde kayırmacılık, yakılan tütünlerin dumanı olarak döndüğünü gördükçe vergi kaçırmayı “ahlak dışı” olarak telakki etmemeye başladı; çok da haksız sayılmaz.
İnsanlarımızın insani yardım kampanyalarına daha fazla katılımı da arzu ediliyor ise, Bosna’ya yardım kampanyası, Deniz Feneri gibi olaylar sıfırlanacak.
Diyanet İşleri Başkanlığı, Kızılay ve diğer yardım toplayan kurumlar en kısa sürede kaç para topladıklarının ve nasıl harcadıklarının hesabını vatandaşa detaylı olarak vermek durumundalar.’
Açıkcası benim de çok bilmek istediğim sırlardan biri bu...
Yardımlar nasıl harcanıyor bizim ülkemizde acaba?
En yakından başlarsak...
Somali yardımları nasıl harcanıyor,kaç lira toplanıyor açıklasınlar...
Artık hepimiz bizim paralarımızla neler yapılıyor bilmeyi istiyoruz çünkü...
İstiyoruz değil mi?