Yıllardır tatil yerlerinde insanlara bakarım, uzun uzun seyrederim onları.
Ve hep aynı şeyi düşünürüm.
Bir top afyon yutup gözlerini yaşamın gerçeklerine kapamak gibi tatil bizim ülkemizdeki insanlar için…
Arabalara, trenlere, otobüslere, uçaklara binip hayatın acılarından kaçıyorlar sanki.
Sıradan, sakin ve mutlu bir hayatı özledikleri çok belli…
Ve ‘öyle bir hayat gerçekleşene kadar bari bir süre gözlerimi kapayıp dinleneyim’ der gibi tatillere koşuyorlar.
Yürüyüşe çıkmak, sahilde dolaşmak, maaile sofraya oturup şakalı kahkahalarla yemekler yemek, arkadaşlarla ahbaplık etmek, bir iki el tavla oynamak artık bir karabasana dönen haber saatlerini pas geçmek, televizyonda eski filmleri seyretmek iyi geliyor insanlara.
Hangi ülkede, hangi şartlar altında yaşadığınızı on gün boyunca unutuyorsunuz.
Bizim buralarda insanlar dinlenmek için değil daha ziyade unutmak için tatilleri böylesine çok seviyor bence.
Hepimiz unutmaya çalışıyoruz.
Bütün yaşananları, savaş ihtimallerini, siyasetteki rezillikleri, devlet örgütünün çıldırmışlığını, sadece Türkiye’de doğdu diye ölen insanları, tecavüze uğrayıp suçluları serbest dolaşan küçük kızları, Güneydoğu acılarını, çöplüklerde yemek arayan çocukları, Alevileri, Ermenileri, Yahudileri, Kürtleri kadınları, erkekleri, gençleri, yaşlıları, hapishaneleri, hastaneleri, kendimizi unutmaya çalışıyoruz.
Bunları unutalım diye tatillere çıkıyoruz.
Unutulmaması gerekenleri unutmaya çalışmanın ihanetini yaşıyoruz tatillerde.
Paslı demiri ısırır gibi dilimizdeki acı tadı saklayarak yazılar yazıyoruz.
Gerçekleri değiştirmeye gücümüz yetmediği için gerçekleri görmeye de gücümüz yetmiyor bizim…
Acıları tatillere çıkarıyoruz o yüzden.
Ve hep aynı şeyi konuşuyoruz kendi aramızda ‘tatillerin ihanete dönüşmediği günler gelmeyecek mi?’
Ve sonunda o günler geldi işte.
Geçtiğimiz haftalarda dört beş gün tatil yerlerinden geçtim…
Yine insanlara baktım, yine onları izledim…
Esnafla sohbet ettim…
Herkes aynı şeyi söylüyordu…
Herkes aynı havadaydı.
İki şey gördüm esas olarak tatil yerlerinde…
Esnaf ‘Gezi olayları yüzünden işler çok kötü, sezon hala başlamadı’ diyordu…
Ki ben de gerçekten gördüm yaz başlamamış gibi deniz kenarlarında.
Ama asıl büyük değişim tatil yapan insanlarda.
İnsanlar bu sefer bir unutuşun ihanetini yaşamak istemiyorlar...
Bu sefer unutmak için değil gerçekten dinlenmek için oralardalar.
Herkes Gezi direnişinden bahsediyor.
Kimse unutmuyor olanları.
Tatillerin bir ‘unutma’ dönemi olmasına izin vermiyorlar.
Dinleniyorlar ama unutmuyorlar.
Tatiller bile değişiyor.
Gezi olaylarının Türkiye için nasıl büyük bir kırılma noktası olduğunu ve geleceği belirlemekte büyük rol oynayacağını görüyorsunuz.
İnsanlar her yerde kendi hayatlarına sahip çıkmak için kararlı bir şekilde duruyorlar.
Yeni bir dönem bu Türkiye için.
Umut verici bir dönem.
Tatilde bile bunu hissediyorsunuz.